
Полная версия:
Yetişkin Olmak
ARA Hepimiz varsayımda bulunduğumuzdan, siz de bulunuyorsunuz. Kültürünüzün mutlak gerçekmiş gibi kabul edilen bazı yaygın kurallarını görebiliyor musunuz? Başka bir kültürden birinin bunları nasıl görebileceğini düşünün.
YAPIŞKAN DÜŞÜNCELER: DUYGULAR DÜŞÜNCELERI NASIL KARIŞTIRIRHepimiz elbette ki açık fikirli olduğumuzu düşünmek isteriz. Ama bir inancı besleyecek bir duygu atıverin bakalım içeri, of of of, o inançlar artık içine girilemez bir hal alır mı almaz mı? Bunun nedeni hissetme biçimimizin düşünme biçimimizin yakıtı olmasıdır. Düşüncelerimiz, özellikle de güçlü duygular uyandıran düşünceler yapışkandır.
Tris içeri girdiğinde bir sanal gerçeklik testinde olduğunu biliyordu. Ama paniğe kapılınca zihni ve bedeni su çizgisinin yükselmesine tepki vermeye başladığından testte olduğunu unuttu. Böyle olur. Birçok klasik araştırmada gösterildiği üzere, bize bir durumun gerçek olmadığı söylense bile, duygusal tepkilerimiz kontrolü ele geçirebilir ve unuturuz! Artık ne mantık kalır ne akıl yürütme.
Belli bir andaki duygusal halimiz, renkli camlı gözlükler takmaya benzer. Nasıl ki mavi lensler yeşil ve kırmızıyı görmeyi zorlaştırır, mor gibi benzer renkleri öne çıkarır, biz de üzgün, öfkeli ya da kaygılı olduğumuzda olumsuzluk eğilimi denen şeyi gösteririz. Belli bir biçimde hissederiz, sanki çevremize de bu biçimde hissetmemize neden olacak bir gerekçe bulmak için bakarız. Öyle tahmin ediyorum ki bunu deneyimlerinizden biliyorsunuz. X, Y ya da Z’nin olduğundan, olacağından ya da olmayacağından kesinlikle, tümüyle emin olduğunuz bir zaman olmadı mı? O zamanı hatırladınız mı? Sonra yanıldınız hani? Evet, güçlü duygularımız ya da inançlarımız olduğunda zihnimiz bizi böyle aldatabilir işte.
EYLEMLER: EN GÜÇLÜ MÜTTEFIKINIZBir davranış psikoloğu olarak eylemlerimizin zihin sağlığımızı etkileme gücü karşısında gerçekten de dudaklarım uçukluyor. Çünkü eylemlerimiz (ayaklarımız, ellerimiz ve sesimizle yaptığımız şeyler) gerçekten kontrol ettiğimiz yegâne şeyler. Hiçbir betimlemeye gerek yok. (Güçlenme ve bağımsızlık hissinin artması, duygularımızın buyruğundan kurtulmamız yan etkiler arasında sayılabilir.) Yüz ifadesi ve bedenin duruşundaki küçük değişikliklerden tutun gündelik sağlık alışkanlıklarımıza ve büyük resimle ilgili tercihlerimize varıncaya dek her şey zihin sağlığımız üstünde güçlü, hatta biyolojik etkiler yaratabilir.
Bu etkiyi görmezden gelmek kolaydır, çünkü yaptığımız her eylem hayatımızın sahilindeki bir çakıl taşına benzer. Bazen bir tercihin mutluluk manzaramıza katkısını açıkça görebiliriz. Ama istediğimiz ya da istemediğimiz hayat sahilini kuran şey, daha da sıklıkla, zaman içindeki birçok küçük eylemin birikimidir.
ARA Küçük eylemlerin ruh halinizi nasıl etkileyebileceğini hissetmek için bu deneyi yapın. Şimdi bedeniniz ve yüz ifadenizle üzüntüyü canlandırın: Biraz kamburlaşın, dudaklarınızı bükün, belki biraz da kaşlarınızı çatın. Zihninizde nasıl hissettiğinizin fotoğrafını çekin. Şimdi duruşunuzu değiştirin, düzgünce dik durun, omuzlarınızı indirip arkaya atın, gözlerinizi biraz açın ve yavaşça, hafifçe (zorlamadan) dudaklarınızın kenarlarını kaldırın. Zihninizde nasıl hissettiğinizin bir fotoğrafını çekin.
Araştırmacıların ne bulduğunu muhtemelen fark ettiniz (Draft ve Pressman 2012): Eylemlerimiz, duruşumuz ve yüz ifademizdeki küçük değişiklikler mutluluğumuzun sahiline bir çakıl taşı ekleyebilir. Bu, eylemlerinizin ruh haliniz üstünde gösterebileceği muhteşem etkinin küçük bir örneğidir sadece. Bu güçlü, iki yönlü duygu-eylem etkileşimi nedeniyle eylemleriniz en güçlü aracınız olacak. Başka bir deyişle nasıl ki duygular bazı davranışların itici gücüyse, bazı davranışlar da bazı duyguların itici gücüdür.
ARACIN KONTROLÜNÜ ALMAKAma işler çetrefilleşir, çünkü duygularımızın dalgası epeyce güçlü olabilir, biz de gerçekten kontrolden çıkmış gibi hissedebiliriz! Duygularınız bu mesajı verdiğinden, duygularınızın size yapmanızı söylediğinden farklı bir şey yapmak doğru gelmeyecektir. O duyguya denk düşmeyen bir eylemde bulunmak sahteymiş, yapmacıkmış gibi gelecektir.
Bu nedenle beceri sahibi olmanın en zor yönü ve beni görmeye gelen insanlara söylediğim ilk şey şudur:
Duygular güçlü olduğunda, becerilerinizi gerçekten, ama gerçekten kullanmanız gerektiğinde, bunu hiç mi hiç yapmak istemeyeceksiniz!
Davranış değişikliğinin zor olabilmesinin başka bir nedeni de zihninizin de sizi kışkırtmak için devreye girmesidir: Sorun yok. Bir seferden bir şey olmaz. Tekrar tekrar ortaya çıkan iki düşünce vardır: “(Otopilotun önüne geçmek için) bu kadar çaba sarf etmemem gerekirdi!” Ve bir de “Çok zor!” Evet, sizi anlıyorum. Bu kitapta öğrendiğiniz beceriler gayet basit olsalar da iyi pratik yapmış bir otopilotun önüne geçmek zor olabilir. Bu nedenle yeni bir beceri öğrenirken hep olduğu gibi, epeyce pratik yapmanız ve bağlılık göstermeniz gerekecek.
UYGULAMA SÖZÜ VERMEKUyguladığımız şey haline geliriz. Günün sonunda, olacağınız yetişkin, bu hayat sırasında yaptığınız bütün büyük ve küçük eylemlerin toplamından ibaret olacak. Bu nedenle, bunu söylediğim için üzgünüm ama düşündüğünüz bütün o yaratıcı dâhiyane eylemlerle, hissettiğiniz derin duygularla, hatta gözlemci olan kendinizle bile hatırlanmayacaksınız. Bu ömür süresince ortaya koyduğunuz ifadeyi eylemlerinizle sergileyeceksiniz.
Doğruymuş gibi gelen şeyi yapmakla yetişkinliğin ötesinde izinizi bırakmaya yarayan şeyi yapmak arasındaki bu ikilemde uzlaşma sağlarken, aradığınız değişikliğin sizin için neden önemli olduğunu bilmek önemlidir. Bundan sonraki sayfaları okurken – ararken, öğrenirken ve büyürken– bağlılığınız zaman zaman gevşeyebilir. Bu normaldir. Böyle olduğunda iş motora yeniden bağlanmakta yatar: Neden önemli bulduğunuzu hatırlayın! Kendinize biraz zaman ayırıp bağlılığınızı canlandırmak için aşağıdaki sorulara verdiğiniz cevapları günlüğünüze yazın. Karamsar hissetmeye başlarsanız ya da bağlılıktan kaçındığınızı hissederseniz, o sayfaya geri dönün ve kendi kendinize bu çalışmanın neden (benim için, ebeveynleriniz için ya da başka biri için değil) sizin için olduğunu hatırlatın.
ARA Bu kitap sihirli olsaydı hangi değişiklikleri yapmanıza yardımcı olmasını isterdiniz? Bu değişikliklere erişmenizin önündeki en büyük engel sizce nedir? Sizin için bu engelleri aşmak ve yapabileceğiniz değişiklikleri yapmak neden önemli? On yıl içinde en iyi dostlarınız, eşiniz ya da meslektaşlarınızın cesaretiniz ve bağlılığınız hakkında neler söylemesini isterdiniz?
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Yolcular: Direksiyona Geçenler ve Zorbalar
Hayat zordur. Bu büyük bir hakikattir, en büyük hakikatlerden biridir. Büyük bir hakikattir, çünkü ancak bu hakikati gerçekten gördüğümüzde onu aşabiliriz.
– M. SCOTT PECK, AZ SEÇILEN YOL“Bana saygısızlık ediyorsun!” diye ileri sürdü Amy, bir salı akşamı ofisimde normalden daha yüksek bir ses tonuyla. “Anlamıyorsun,” diye devam etti. “Ben olmasam bu bölüm fasaryadan ibaret olur! Senin bunu sorgulaman o kadar yersiz ki.” Açıktı, bam teline dokunmuştum. “Ah, özür dilerim Amy. İşyerindeki konumunla ilgili kafa karışıklığım seni üzüyor, bunu görebiliyorum,” dedim, daha etkili bir iletişim kurabilmek için onun hislerine değer vermekti amacım. “Neyi kaçırdığımı anlamama yardım et.” Sormaya devam ettim, çünkü insanlar ancak işitilmediklerini hissettiklerinde bağırır. Amy’nin içinde olup bitenlere kulak vermek için elimden geleni yapmaya, derine inmeye çalışıyordum.
Gerçekten kafam karışmıştı, çünkü ilk kez birlikte çalışmaya başladığımızda Amy çok heyecanlıydı, bana yönetici asistanı olarak işe başladığını söylemişti. İlk işi olduğundan ilgi duyduğu bir sektörün işleyişini öğrenmek için büyük bir fırsattı bu. Şimdiyse kendisinin üstünde çalışan kişilerin Amy’yi kişiler arası ilişkilerdeki üslubundan ötürü patrona şikâyet etmeleri karşısında çok öfkelendiğini dile getiriyordu. Onlar da ona “saygısızlık ediyorlardı”. Başka bir şey mi oluyor diye merak ettim. Bu öfke ve asabiyet aslında, daha aşağıda çok daha acı verici bir şeyi haber veren, dikkati başka yöne çeken bir duygu olabilir miydi?
“Biliyorum, benden daha uzun süredir buradalar,” diye açıldı. “Anlıyorum. Ama benim işim burayı yürütmek. Bunu anlamaları gerek!”
“Ah,” dedim samimi bir ilgiyle. “Kafa karışıklığımı görüyorum, ben burayı yöneten adamın yardımcısı olduğun izlenimini edinmiştim. Yanılıyor muyum?”
Ses tonu şimdi daha güçlüydü: “O sadece bir unvan! Ben sadece kahve getirip telefonlara bakan bir asistan değilim.”
İşte burası! Saygı görme hissine iştah duyma, ona tutunma ile sadece bir asistan olmayı itme arasında bir yer, Amy’nin olmak istemediği bir yerdi: öfkesiyle beni iterek koruduğu hassas bir yerdi. Onu “bir asistandan daha fazlası” olarak görmeyi başaramıyor olmama verdiği olağandışı güçlü tepki bunun kesin işaretlerinden biri gibi görünüyordu. Bir yolcuyla uğraşıyorduk.
Yolcular bilincin hemen dışında saklanıyor olabilecek, düşüncelerimiz ve hissedişlerimizdeki hassas noktalardır; biz onları tetikleyen bir şeye rastlayıncaya dek orada öylece saklanabilirler. Bu hassas noktalar, etkisiz biçimlerde tepki göstermemize, hayatımıza gereksiz ıstıraplar katmamıza neden olabilecek iç tepki toplulukları (duygular, düşünceler ve duyumlar) olarak kendilerini gösterir.
YOLCULAR: BERABERIMIZDE GETIRDIĞIMIZ MALZEMEZihin-beden aracınız hayat yoluna koyulduğu andan itibaren yolcular toplamaya başlarsınız. Yolcular psişemize seyahat ettiğimiz yollardan girer: ailelerimiz, karşılaştığımız durumlar ve insanlar, gerçekleştiğinde herkesin hemfikir olduğu gerçek olaylar. Zaman içinde bu olaylarla ilgili algılarımızı, zihin-beden aracımıza binmiş yolcular olarak içselleştiririz. Bütün iyi günler ve kötü günler, özel günler, her günkü olaylar yolculara eklenir. Yolcular içimizde taşıdığımız, sıklıkla da şimdideki gerçeklerin üstünü bir perde gibi örten geçmiş deneyimlerin kalıntılarıdır. (Yani hayır, eski sevgiliniz yolcu değildir. O yoldaki bir gerçektir, insanlar yolcu değildir.)
Size eski bir yaranızı ya da hassas bir noktanızı hatırlatan bir şeye rastladığınızda, gerçekten de bu yolcuların farkına varırsınız. Amy ortaokulda onu gerçekten zorlayan zorbalıklar yaşamıştı. Bu olaylar o zaman dayanılmaz bir güçsüzlük ve utanç hissi yaratmıştı onda. Bu nedenle de ona göre, bu iki duygu yolcusu birlikte takılma eğilimindeydi. Yeni işine başladığında aşağıdan başlamıştı ve güçlü bir konumda değildi. Sonuçta, işte yeni olmasıyla ilişkili olarak her gün hissettiği duygular, kendisinden daha deneyimli olanlara saygılı olmasının gerekmesinden kaynaklanan hisler eski duygularını, yolcularını tetikliyordu.

Yolcularımız, hislerimizde ve inançlarımızda, başka türlü olsa yapmayacağımız her tür işi yapmaya bizi yönelten o hassas noktalardır. Derimizin altına işlemiş, tetiklemeye bağlı tepkilerdir: Duyumlar, algılar, inançlar ve hisler. Evcil hayvanınızın huysuzlandığını gördüğünüz yerdedirler; sizi müthiş öfkelendiren, zıvanadan çıkaran ya da ayağınıza dolanan şeylerdir. Savunmacı duygusal alışkanlıklarınızı güçlendirmenize de neden olurlar. Başka insanların üstünde durmadığı mevzulara güçlü tepkiler verdiğinizi görüyorsanız, evet, o bir yolcudur.
Yolcular sizin bir parçanızdır ama siz değildirler. Gözlemci yerini hatırlıyor musunuz? Gözlemci olarak iç deneyiminizin farkındasınız ama onunla aynı şey değilsiniz. Siz o düşünceler ve hislerin bilinçli sandığısınız. Bu yerden hareketle, eski yolcularınızı oldukları gibi görmeye başlayabilirsiniz: Eski programlamaya dayalı bir iç tepkiler senfonisi. Bu tipler çok dikkat dağıtıcı ve talepkâr olabilir, kimi zaman gitmek istediğiniz yere gitmenizi gerçekten de çok güçleştirir. Ama sizin aracınızı süremezler! Sadece siz kararlarınızın kontrolünü elinizde tutarsınız, sadece siz oraya gitmek için gerekli eylemleri yaparsınız.
ARA Hayatınızda aracınıza bazı yolcular sokmuş olabilecek bazı kilit hatıralar nelerdir? Geçmişinizdeki eski yaraları ve stresli zamanları düşünün. Bu hatıralar ve uyandırdıkları duygular hakkında günlüğünüze birkaç satır yazın.
YOLCU UYARI İŞARETLERIRahatsız edici düşünce ve duyguları bilincimizin dışında tutmak için geliştirdiğimiz duygusal alışkanlıkların temelinde yolcular yatar. Bu nedenle kimin araçta olduğunu belirlemek ve sonuçta ortaya çıkan kargaşayla bağlantı kurmak biraz zaman alabilir. Böyle bile olsa Amy’nin yolculardan tepki gördüğünü anlamasını sağlayacak birkaç emare vardı. Amy’nin uyguladığı ve sizin de sonraki bölümlerde öğreneceğiniz egzersizler sayesinde Amy geri çekilip tanıdık bir kalıbın kokusunun geldiğini görebildi.
Amy öncelikle saygı görmediği düşüncesini tetikleyen, öfke hislerine kapılmasına neden olan başka birkaç durum olduğunu fark etti. Buradaki kalıp bunların birden fazla kaynaktan gelmesiydi. Hayatınızda bir şey tekrar tekrar gerçekleşiyormuş gibi görünüyorsa, ortak payda sıklıkla bir yolcudur. Kimi zaman Amy gerilimle bu duyguların içinden geçip gidebiliyordu. Ama bazı zamanlarda Amy’nin eylemleri (ses tonu, konuşma biçimi ya da kendisini aşırı kuvvetle ileri sürmesi) onu ele veriyordu, bu nedenle de diğer çalışanların şikâyetlerine neden oluyordu.
Aslında öfke, biri gerçekten de bir sınırı aştığında hissedilen haklı bir duygudur. Ama ikinci işaret Amy’nin, durumla ilgili gerçeklere dayanarak beklenebilecek olandan daha yüksek bir tepki vermesiydi. İşin içinde bir yolcu varsa normal bir tepki yükselir, çünkü sadece o an olan bir şeye değil, eski bir yaranın acısının da eklenmesine tepki veriyoruzdur.
ARA Hayatınızda yolculardan kaynaklanıyor olabilecek, ihtiyaç duyulandan güçlü tepkileri ya da tekrarlayan kalıpları tetikleyen belli durumlar görüyor musunuz?
Yolcu metaforu (Hayes, Strosahl ve Wilson 1999’dan alınmıştır) psikologların biyopsikososyal zihin sağlığı kuramı dediği şeyi aydınlatır: Biyolojimiz (aracımız), psikolojimiz (yolcular) ve sosyal manzara (yol) arasındaki etkileşim, zihin sağlığımızın durumunu üreten ve onu sürekli etkileyen, ne kadar iyi uyum sağladığımızı belirleyen şeydir. Şimdi sizin kuşağınızı, yolcuları ve karşılaşabileceğiniz otopilot duygusal alışkanlıkları etkilemiş, benzersiz bazı yol koşullarını inceleyelim.
YENI BIN YILDA YOL KOŞULLARIKültürel ve sosyal yetiştirilme biçimimiz doğal olarak yolcu listemiz üzerinde önemli bir etkide bulunur. Bunu görmek için tanıdığımız ve karşılaştığımız farklı geçmişlerden insanlara bakmamız yeterlidir! Sizi seven, size tapan sıkı bir aile içinde büyümüşseniz, yolcularınız bu şekilde büyümemiş birininkinden çok farklı olacaktır. Mahallenizde baskın olan ırk ve dinden biriyseniz, dünya deneyiminiz, böyle olmayan birininkinden farklı olacaktır. Nasıl ki farklı durumlar dünya görüşlerimizi etkiler, içine doğduğumuz dönem de etkiler. 1990’larda ve 2000’lerin başında büyürken yaşamış olduğunuz, yolcularla mücadelelerinizi etkiliyor olabilecek bazı kilit olaylar vardır.
Yolculara ve duygusal alışkanlık kalıplarına baktığımızda herkese uyan tek bir kalıbın olmadığı kesindir. Yolda başınıza gelenler ile aracınızın performansının ve eksiklerinin size sunduğu yolcu listesinin kesişim kümesindeki permütasyonların sayısı sonsuzdur! Tanıdığım, ders verdiğim, birlikte çalıştığım sayısız genç yetişkine benziyorsanız, son yıllarda medyada gördüğümüz o aşırı genellemelere sıkıştırılamazsınız demektir. Son yıllarda yirmi yaşlarındakilere takılan bütün o kötüleyici etiketleri (narsist, tembel, şımarık vb.) hepimiz işitmişizdir. Bu etiketler, geçmeniz gereken ve hayatınızdaki bazı durumlarda düşünme, hissetme ve tepki verme biçimlerinizi şekillendiren gerçek yol koşullarını hesaba katmaz.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
Вы ознакомились с фрагментом книги.
Для бесплатного чтения открыта только часть текста.
Приобретайте полный текст книги у нашего партнера:
Полная версия книги
Всего 10 форматов