Читать книгу Balonla Beş Hafta (Жюль Габриэль Верн) онлайн бесплатно на Bookz (5-ая страница книги)
bannerbanner
Balonla Beş Hafta
Balonla Beş Hafta
Оценить:
Balonla Beş Hafta

5

Полная версия:

Balonla Beş Hafta

“Şimdi tam rakamları vereceğim: Yapı taşlarına ayrıştırılan 25 galon sudan, 200 pound oksijen ve 25 pound hidrojen elde edilir. Bu ise atmosfer basıncında, 1.890 fit küp oksijen ve 3.780 fit küp hidrojen olarak toplam 5.670 fit küplük bir karışıma eş değerdir. Böylece silindirin musluğu sonuna kadar açık olduğunda yolları aydınlatmak için kullanılan büyük lambaların alevinden en az altı kat daha kuvvetli bir alevle saatte 27 fit küp gaz harcamaktadır. Kendimi belirli irtifada tutabilmem için ortalama olarak saatte 9 fit küpten daha fazla yakmamam gerek ki 25 galonluk suyum 636 saat ya da 26 günden biraz daha uzun bir süre beni havada tutabilsin.”

“Yine de istediğim vakit alçalıp su depomu doldurabileceğim için yolculuğum büyük ihtimalle daha uzayacak.”

“İşte beyler, benim sırrım bu! Basit ve birçok basit şey gibi başarısız olması imkânsız. Balonun gazının genleşmesi ve sıkışması; benim hareket sırrım bu. Ne hantal kanatlara ne de mekanik bir motora ihtiyacım var. Isı değişimini sağlamak için bir kalorifer, sıcaklığı ayarlamak için bir silindir. Her ikisi de ne kullanışsız ne de çok ağır. Sözün kısası, başarı için gerekli her şeyi bir araya getirdiğimi düşünüyorum.”

Dr. Ferguson, konuşmasını noktaladı ve canıgönülden alkışlandı. Herhangi bir itiraz yoktu, her şey öngörülmüş ve hesaplanmıştı.

“Fakat…” diye söz aldı kaptan. “Tehlikeli olabilir.”

“Eğer uygulanabiliyorsa…” diye cevapladı doktor. “Ne önemi var bunun?”

BÖLÜM XI

Zanzibar’a varış – İngiliz konsolosu – Yerlilerin hoşnutsuzluğu – Koumbeni Adası – Yağmur yağdıranlar – Balonun şişirilmesi – 18 Nisanda yola çıkış – Veda – Balonun adı “Viktorya”

Tekdüze bir kuvvette esen rüzgâr, Resolute gemisinin varış noktasına ulaşmasını hızlandırmıştı. Mozambik Kanalı’ndan geçmek ise olabildiğince sakin ve rahat olmuştu. Deniz yolculuğunun sakinliği, havadaki yolculuğun da nasıl geçeceğine dair güzel bir işaretti. Herkes varış saatini iple çekmekte ve doktorun son hazırlıklarına katkıda bulunmak için heyecanla beklemekteydi.

15 Nisan günü sabah 11 sularında, aynı adlı adanın üzerindeki Zanzibar şehri yakınlarında gemi göründü ve limana demirledi.

Zanzibar Adası, İngiliz ve Fransız müttefiki olan Muskat imamına aitti ve muhtemelen en güzel sömürgeydi. Ada limanı, komşu ülke gemilerinin uğrak yeri olmuştu.

Ada, Afrika kıyılarından genişiliği en çok 30 mil olan bir kanal yoluyla ayrılmıştı.

Zamk, fil dişi ve özellikle de abanoz ticareti yapılmaktaydı çünkü Zanzibar büyük bir köle ticareti merkeziydi. İç bölgelerdeki kabile şeflerinin bitmek bilmez savaşlarından elde edilen ganimetler burada toplanmaktaydı. Bu ticaret, Nil sınırlarına kadar tüm doğu yakasında devam etmekteydi. Hatta Bay G. Lejean, ticaretin Fransız bayrağı altında açık açık devam etmekte olduğunu belirtmişti.

Resolute gemisinin varışının üzerine, İngiltere Zanzibar konsolosu, yaklaşık bir aydır gazeteler aracılığıyla çalışmalarından haberdar olduğu doktora hizmetlerini sunmaya geldi. Fakat o ana dek ona inanmayan pek çok kişiden biriydi.

“Kuşku duyuyordum.” dedi Ferguson’a elini uzatarak. “Ama artık kuşkum yok.”

Doktora, Kennedy’ye ve tabii ki sadık Hizmetkâr Joe’ya evinin kapılarını açtı. Kibarlığından, Kaptan Speke’in gönderdiği çeşitli mektuplardan doktoru haberdar etti. Kaptan ve eşliğindekiler, Ugogo ülkesine varmadan büyük bir açlık ve kötü hava şartlarından muzdarip olmuştu. Çok büyük güçlükle ilerliyor ve uzunca bir süre iletişime geçebileceklerini düşünmüyorlardı.

“Bu tehlike ve yokluklardan uzak durabileceğimiz kanaatindeyim.” dedi doktor.

Üç yolcunun eşyaları konsolosun evine taşındı. Balonu Zanzibar sahiline çıkarmak için ayarlamalar yapıldı. Balonu doğu rüzgârlarından koruyacak büyük bir yapıya yakın, işaret ışıklarının hemen yanında uygun bir yer bulundu. Bu kocaman kule, Heidelberg fıçılarının yanında sıradan bir varil gibi durmaktaydı ve bir kale görevi görüyordu. Sahanlığındaysa mızraklı Beluciler nöbet tutuyordu. Beluciler, yaygaracı ve işe yaramaz insanlardı. Fakat balonu indirmek üzerlerken, konsolos, ada halkının buna güç kullanarak karşı çıkacağını öğrendi. Hiçbir şey, fanatik tutku kadar kör edici olamaz. Gökyüzüne yükselecek bir Hristiyan’ın geldiği haberi öfkeyle karşılandı.

Araplardan daha heyecanlı olan zenciler, bu projeyi kendi dinlerine karşı bir tehlike olarak değerlendirdi. Kendi kafalarında, Güneş’e ve Ay’a bir kötülük yapılacağını düşünmekteydiler.

Bu iki gök cismi, Afrika kabilelerince kutsal sayılmaktaydı ve böylesine bir günaha karşı çıkmaya karar verdiler.

Durumdan haberdar olan konsolos, doktora ve Kaptan Bennet’a bilgi verdi. Kaptan bu tehditlere boyun eğmeye hiç gönüllü olmasa da dostu onu şiddet içeren bir eylemden uzak tutmayı başardı.

“Eninde sonunda biz kazanırız.” dedi doktor. “Gerekirse imamın askerleri de bize yardım ederler. Fakat ufacık bir kaza, inanılmaz bir hızla, ufacık bir üflemeyle gelir ve balonun telafi edilemez bir yara almasına yol açar ki bu da tüm seferin son bulmasına sebep olur. Bu yüzden azami ölçüde dikkatli davranmalıyız.”

“Peki ne yapmalı? Eğer Afrika kıyılarına inersek aynı tehlikelerle karşılaşmak işten bile değil. O zaman ne yapmalıyız?”

“Daha kolay bir yolu yok. Limandan yakındaki küçük adaları görebilirsiniz. Balonunuzu oraya indirin ve adayı silahlı tayfalarla çevirin, hiçbir tehlikeyle karşılaşmazsınız.”

“Tam istediğim şey!” dedi doktor. “Hem böylelikle hazırlıklarımızı da daha kolayca tamamlarız.”

Kaptan bu önerilere katılınca Resolute, Koumbeni Adası’na doğru demir aldı. 16 Nisan günü sabah saatlerinde balon, çevresi dikenli ağaçlarla kaplı bir düzlükte koruma altına alındı. 80 fit yüksekliğinde iki direk, eşit uzaklıkta dikildi, uçlarına yerleştirilen bloklar ve halatlar yardımıyla balonun yukarı kaldırılması sağlandı. Balon tamamen sönüktü ve içteki balon, dıştaki balona aynı anda kaldırılabilecek şekilde bağlanmıştı. İki balonun alt kısımlarına hidrojen gazı üretiminde kullanılan borular yerleştirilmişti.

Ayın 17’sinde bütün gün, gaz üretiminde kullanılacak aygıtın ayarlanmasına harcandı. Bu aygıt, suyun içerisinde demir parçaları ve sülfürik asidin birleştirilmesiyle suyun ayrıştırılmasının tetikleneceği otuz fıçıdan oluşmaktaydı. Düzenek boyunca ayrıştırılan hidrojen, kocaman bir fıçıya ve ardından borularla balonlara doluyordu. Bu işlem esnasında her iki balon da tam olarak hesaplanmış miktarda hidrojenle dolu oluyordu.

Bu işlem için 1.866 pound sülfürik asit, 16.050 pound demir ve 9.166 galon su kullanmak gerekti. Bu işlem, bir sonraki gece saat üç civarında başladı ve yaklaşık sekiz saat sürdü. Ertesi gün, balon toprakla dolu bir sürü çuvalla ağırlaştırılmış sepetinin üzerinde salınmaktaydı. Genleşme aygıtı özenle yerleştirildi ve balondan gelen borular silindir hazneye geçirildi. Çıpalar, aletler, halatlar, muşambalar, tente, erzak ve silahlar sepetteki önceden belirlenmiş yerlerine yerleştirildi. Su takviyesi Zanzibar’dan yapıldı. 200 pound safra elli çuvala eşit olarak konuldu ve kolayca ulaşılabilecek şekilde sepetin dibine yerleştirildi.

Bu hazırlıklar, saat beş sularında nöbetçiler etrafta kuş uçurtmazken ve Resolute filikaları kanalda devriye gezerken son buldu.

Zenciler, bağırtı ve yüz ekşitmelerle hoşnutsuzluklarını belirtmekteydi. Obi-man13 ya da büyücüleri, fanatizm alevine körükle giderek kızgın kalabalıkların arasında dolaşıyordu. Diğerlerinden daha öfkeli ve cüretkâr olan bazı fanatikler, yüzerek adaya ulaşmayı denese de kolayca püskürtüldüler.

Ardından büyüler ve okuyup üflemeler başladı; bulutların efendisi gibi davranan yağmur yağdırıcılar, fırtınaları ve doluyu -zencilerin deyimiyle “taş yağmurları”nı- yardıma çağırdı. Bunun olması için bir yandan ülkenin her yerinde yetişen ağaçların yaprakları kör bir ateşte kaynatılırken diğer yandan bir koyun, kalbine bir şiş saplanarak kurban ediliyordu.

Bunların ardından zenciler, kendilerini Hindistan cevizinden yapılan “tembo” adındaki bir içkiye ve “togwa” diye anılan hayli sarhoş edici bir tür biraya verdiler. Melodiden yoksun fakat hep bir ağızdan söylenen ilahileri gecenin geç saatlerine kadar devam etti.

Akşam saat altıda kaptan, kamarasında, yolculara ve subaylara bir veda yemeği verdi. Artık kimsenin soru sormadığı Kennedy, gözlerini doktordan ayırmadan anlaşılmaz sözler mırıldanıyordu. Aslında bu akşam yemeği biraz iç karartıcıydı. Son anın yaklaşmakta olması herkesi hüzünlendiriyordu. Kader bu cesur maceraperestler için neler hazırlamaktaydı? Bir daha arkadaşlarının arasında, tanıdık bildik bir ortamda olabilecekler miydi? Eğer araçlarına bir şey olursa bu sınırsız çöllerin ortasında, daha önce ayak basılmamış yerlerde, acımasız vahşi kabilelerin arasında onlardan geriye ne kalırdı?

O ana kadar pek gün yüzüne çıkmayan bu ve benzeri birçok düşünce, bu ayrılış anında hiç olmadığı kadar kuvvetlice ortaya çıkmıştı. Hâlâ sakin olan Dr. Ferguson, havadan sudan konuşuyordu fakat salgın hastalık gibi yayılan bu karamsarlığı dağıtmaya gücü yetmedi.

Doktor ve arkadaşlarına karşı gösteri yapılmasından korkulduğu için o gece üçü de Resolute’ta yattılar. Sabah saat altıda, kamaralarından ayrılıp Koumbeni Adası’na çıktılar.

Balon sabah esintisinde hafifçe sallanıyordu. Onu yerde tutan kum torbalarının yerini güçlü kolları olan yirmi denizci almıştı ve Kaptan Bennet ile subayları, arkadaşlarının bu törensel ayrılışına tanıklık etmek için hazır bulunmaktaydı.

Tam bu anda Kennedy doktorun kolunu tutup şöyle dedi:

“Samuel, gerçekten gitmeye kararlı mısın?”

“Kesinlikle kararlıyım, sevgili Dick.”

“Seni caydırmak için elimden geleni yaptım değil mi?”

“Hem de her şeyi!”

“Öyleyse vicdanım rahat, ben de seninle geliyorum.”

“Geleceğinden emindim!” diye ekledi doktor, suratında belli belirsiz bir duygu ifadesiyle.

Sonunda kati ayrılış vakti gelip çatmıştı. Kaptan ve subayları bu cesur dostlarını coşkulu bir sevinçle kucaklıyor ve bir prens kadar mutlu ve gururlu olan sadık Joe’yu bile es geçmiyorlardı. Herkes son kez doktorun elini sıkabilmek için çabalıyordu.

Saat dokuzda, bu üç gezgin, sepette yerlerini aldılar. Doktor silindiri ateşledi ve hızlıca ısı üretecek şekilde ateşi harladı. Toprakta tam bir denge içinde durmakta olan balon, birkaç dakika içinde yükselmeye başladı ve tayfalar ipleri bırakmak zorunda kaldılar. Sepet tayfaların başları üzerinde 20 fit kadar havalandı.

İki arkadaşının arasında duran doktor şapkasını sallayarak aşağıdakilere seslendi: “Dostlarım, hava gemimize ona şans getirecek bir isim verelim. Adı Viktorya olsun!”

Bu konuşma, “Yaşasın Kraliçe Viktorya! Yaşasın İngiltere!” çığlıklarıyla karşılandı.

Tam bu anda balonun yükselme gücü büyük bir hızla arttı ve Ferguson, Kennedy ve Joe son kez el salladılar.

“Hepsini bırakın!” diye bağırdı doktor.

Ve Victorya, Resolute’un dört topu, onuruna top atarken havada yükseldi.

BÖLÜM XII

Boğazı geçiş – Mrima – Dick’in fikri ve Joe’nun teklifi – Kahve tarifi – Uzaramo – Talihsiz Maizan – Duthumi Dağı – Doktorun kartları – Bir kaynanadili altında geçen gece

Конец ознакомительного фрагмента.

Текст предоставлен ООО «Литрес».

Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.

Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.

1

Latince “daha ileriye” (ç.n.)

2

Alexander Selkirk: Mahsur kaldığı Robinson Crusoe Adası (Bu ismi daha sonra almıştır.)’nda dört yıl boyunca yalnız yaşamış İskoç denizcidir. Daniel Defoe’nun “Robinson Crusoe”da Selkirk’ ün yaşamından esinlendiği iddia edilir.

3

İnç: 2,54 cm uzunluğundaki uzunluk ölçüsü birimidir.

4

Amerika’da basılan ilk edebî eleştiri dergisi (ç.n.).

5

Evanjelik: İsa’nın ve İncil’in öğretisine uyan (ç.n.).

6

Epsom Downs: İngiltere At Yarışları (ç.n.).

7

Londra’daki akıl hastanesi (ç.n.).

8

Dr. Ferguson’ın yola koyulmasının ardından bazı anlaşmazlıklar sonucunda, M. de Heuglin’in tayin edilmiş keşif rotasının değiştirildiği ve idarenin, Bay Muntzinger’ya geçtiği ortaya çıkmıştır.

9

Hz. Musa, Harun ve Joshua’nın yanında yer almış önemli bir Hristiyan (ç.n.).

10

1 pound = 0.45359 kg (ç.n.)

11

1 fit küp = 0.02832 metreküp (ç.n.)

12

1 fit kare = 0.0929 (ç.n.)

13

Obi: Zenci büyüsü (ç.n.)

Вы ознакомились с фрагментом книги.

Для бесплатного чтения открыта только часть текста.

Приобретайте полный текст книги у нашего партнера:


Полная версия книги

Всего 10 форматов

1...345
bannerbanner