Üniversitelerimizden mezun olanlar artık ihtisas yapmak istemiyor, para kazandıracak işlere yöneliyorlarsa… Binbir zahmetle okuyup doktor oluyor, sağlık turizmi pazarlaması yapıyorlarsa, sarraflar işi bırakıp müteahhitliğe girişiyorsa, emekli imamlar umre pazarlıyor, emekli öğretmenler emlakçılık yapıyorsa bazı şeyleri tekrar gözden geçirmemiz gerekiyor.Çok uzağa gitmeye gerek yok. Anadolu’da 11. yüzyıldan yakın tarihimize gelene kadar ahilik iktisadi hayatın bel kemiğiydi. Ahiler kendilerine yeterli, emeğiyle geçinen, kazancını herkesle paylaşan, bireysel tutkularından arınmış meslek ve iş sahibi, kul gibi değil kişi gibi tavır koyabilen, siyasal otoritelerden uzak kalarak “beğler kapısına varmamayı” kendisine ilke edinen, ülkenin ekonomik gelişimine katkı sunan, toplumun katmanları arasında dengenin korunmasını sağlayan, “eli bayraklı, beli kuşaklı” kişiler olarak gerektiğinde ülkesini dış etkenlere ve düzene zarar verenlere karşı canı pahasına savunan, cömert, yardımsever, paylaşımcı, dayanışmayı ilke edinmiş kişilerdir.Bu kitapta, içinden geçtiğimiz şu günlerde daha da ihtiyacımız olan ahiliğin kaynakları, ilkeleri ve hayata geçirilme biçimleri ele alınmaktadır.
все жанры