İrlandalı yazar Jonathan Swift’in kaleminden hiciv türünde bir roman olarak dökülen Güliver’in Gezileri, yazarın en ünlü eseri olarak anılmaktadır. İngiliz edebiyatının klasikleri arasında kendisine önemli bir yer edinen roman, evrensel niteliğiyle âdeta tüm dünya insanlarının özellikle çocukluk dönemlerinde mutlaka tanıştığı bir oyun arkadaşıdır. Bir doktor olan Güliver, içinde büyüyen keşfetme arzusuyla kendisini mavi suların ipeksi yüzeyinde bir yolculukta bulur. Yolculuğuna eşlik eden yalnızca mavinin en güzel tonlarını aralarında paylaşan gökyüzü ve deniz değildir, engin bilgileri sayfalarında saklayan kitaplar da onun en sadık yol arkadaşlarıdır. Esen şiddetli bir rüzgâr Güliver’in içinde bulunduğu gemiyi o ipeksi, dingin sulardan ayırır ve bir kara parçasının üzerine atar; işte asıl macera tam da bu noktada başlar. Güliver, kimi zaman Liliputlular adı verilen cücelerin olduğu bir adada kimi zaman da devlerin arasında kalır; kafese konulur, hatta bir eşya gibi alınıp satılır. Kahramanımız tüm bu olağanüstü ve zor durumlardan adalet, dostluk, dürüstlük, sabır, saygı, sevgi ve yardımseverlik gibi erdemler sayesinde sıyrılır. Cüceler ülkesindeki dev de devler ülkesindeki cüce de odur. Göründüğü gibi önemli olan Güliver’in dev ya da cüce olması değil; daima yanında taşıdığı, iyi değerlerden yapılmış olan o sağlam anahtarının varlığıdır.
все жанры