624 yıllık Osmanlı tarihinin en köklü kurumlarından Yeniçeri Ocağı, Osmanlı fetihlerinde en önemli rolü oynamıştı. Fakat Osmanlı güçten düştükçe yeniçeriler yıkıcılıklarını, zorbalıklarını yavaş yavaş dıştan içe, gâvur ellerinden İstanbul sokaklarına çevirmeye başladılar. Artık haraç kesiyorlar, ev basıyorlar, adam kaçırıyorlar, ırza tecavüz ediyorlardı. Saraya karşı da ferman dinlemez bir eşkıya hüviyetine bürünüyorlardı. Öyle ki ellerine padişahların kanı dahi bulaşmıştı. III. Selim, IV. Mustafa ve II. Mahmut devirlerinde ise yıkıcılıklarının son haddine varmışlardı. Daha şehzadeliğinde yeniçerilerin bu zorbalıklarına diş bilemeye başlayan II. Mahmut, yeniçerileri ortadan kaldırmak niyetindeydi. Saray ile Ocak arasındaki bu savaşta halkı yanına alan kazanacaktı. Ve aslında son zamanlarında iyice azgınlaşan yeniçeri zorbalığına karşı halkın tercih ettiği taraf belliydi… Türk okuyucusu tarafından pek bilinmeyen M. Turhan Tan, tarihî roman geleneğimizin en önemli isimlerinden biridir. Birçok önemli memuriyetlerde bulunduktan sonra Sivas mebusluğu da yapmış ve 1922 yılından itibaren kendini tamamıyla yazı hayatına adamıştır. En önemli eserlerini ise tarihî romancılık alanında vermiştir. Bazı eserleri Almanca, İngilizce ve Yunanca gibi dillere çevrilen, tarihî gerçeklikleri berrak ve sürükleyici bir üslupla aktaran Tan, Türk tarihinin zengin mirasını eserlerine ustalıkla taşımış ve okuyucusuna tarihî romanları keyifle okutan bir yazar olarak Türk edebiyatındaki yerini almıştır. Turhan Tan’ın ölümünden sonra unutulan ve Türk yazın hayatından çekilen eserleri, Türk okuyucusunun özellikle son zamanlarda ilgisini çeken ve neredeyse güncelleşen konulara değinip ele aldığı dönemlere ışık tutmakta, günümüzdeki kimi tartışmalara cevaplar getirmektedir.
все жанры