"Psikolojik rahatsızlıklar bizi ebedi bir mahkumiyete mi sürükler? Nevrotik bireyin, rahatsızlığının farkına varması ve iyileşmeye yönelik adımlar atması imkansız mıdır? Psikanaliz, nevrozlara genellikle bireyi özgür iradeden, eyleme yetisinden ve gelecek hayallerinden mahrum bırakan ve köklerini yalnızca geçmişte arayan bir anlayışla yaklaşır. Karen Horney ise arzuları hem kamçılayan hem de tatmin etme olanaklarını sınırlayan nevrotik topluma odaklanarak bunlara yol açan ve besleyen etkenlerin çoğu zaman kültürel olduğunu ve üstesinden çevresel faktörlere yapılan müdahalelerle gelinebileceğini savunuyor. Nevrotik bireyi modern kültürün «„üvey evladı“» olarak tanımlayan Horney, nevrozların temelinde yatan kaygının, toplumsal ilişkilere dayandığını ve her insanın iç dünyasına egemen olan çatışmalardan kaynaklandığını ortaya koyuyor. Freud ve sonraki kuşak psikanalistlerinin büyük bir çoğunluğu tarafından nevrozlara mahkum edilen birey, insani özgürleşmeye odaklanan Karen Horney tarafından hayata döndürülüyor. Yazıldığı tarihten bu yana kendi çelişkileri ve açmazlarıyla yüzleşmek isteyen pek çok insan tarafından ilgiyle okunan ve tartışılan Çağımızın Nevrotik Kişiliği, toplumsal nevroz ve kaygıların büyüdüğü bugün, her zamankinden daha güncel."
все жанры