
Полная версия:
Gökçeyayla
Gökçeyayla halkı meselelerle ilgilidir ve ilgisi körükörüne parti bağlılığı şeklindedir. Bu sebeple kırgınlıklar, bölünmeler yaşanmaktadır. Köy kalkınmasına mani sebepler arasında bu durum da vardır.
1969 seçimlerinde partilerin aldığı oy miktarları şöyledir:
Adalet Partisi: 84
Milliyetçi Hareket Partisi: 34
Güven Partisi: 32
Cumhuriyet Halk Partisi: 27
İşçi Partisi: 17
DOĞUM VE ÖLÜM ÂDETLERİ
Köyde bir ebe (Okul müdürünün eşidir.) mevcut olduğu hâlde, köylüler doğumlarda onu çağırmamaktadır. İhtiyar bir kadına ebelik yaptırmaktadırlar. Doğan çocuk erkek olursa sevinç daha fazladır, tabii bu durum aileden aileye değişir. Çocuğun doğduğu, çocuğun amcası, ninesi gibi yakınlarına müjdelenir. Bebek önce bezlere sarılır ve annesinin yanına yatırılır. İki üç gün sonra beşiğe koyma merasimi yapılır. Ev halkı, maddi durumuna göre, bir hayvan keserek veya bişi yaparak ikram eder. Çocuğun yakınları, akrabalık derecesine göre kumaş, sabun vb. hediyeler getirirler. Çocuk kırk gün, annenin “kırkı çıkıncaya kadar” dışarıya çıkarılmaz.
Ölüm vuku bulunca camiden salâ verdirilir. Ölen çocuk ise salâ kısa, büyük ise uzun verilir. Cenaze evine önce yakınları gider. Ev halkının üzüntüsü paylaşılır. Birbirlerine düşman olsalar dahi böyle durumda başsağlığına gidilir. Cenaze evindeki bütün işler, birkaç günlüğüne gelinle görülür. “El kızıdır, acıya daha çok dayanır.” gibi düşünülür. İlk ziyaretten sonra yakınlık derecesine göre bişi, hıçın, meyve, vb. götürülür. Hediye götürülmesi üç günle sınırlıdır. Bu zaman içinde cenaze evinde yemek pişirilmez. Götürülen yemeklere “kayğı aş” denir. “Kişinin, ölüm anında, ayak bileğine kadar canı alınırken kanı akmıştır; biz görmesek de vardır.” inancıyla bu âdet sürdürülür.
Ölüyü, yardımcılarla birlikte altı kişi yıkar. Erkek ölüyü erkekler, kadın ölüyü kadınlar yıkar. Kefenledikten sonra bir kilime sararlar. Ölü yıkanıp bittiğinde bir miktar altın veya gümüşle günah alma (devir) denilen okumalar yapılır. Cenaze “sal ağaç”a konur, mezarlığa kadar elde taşınarak götürülür. Cenaze namazı mezarlıkta kılınır. Mezar önceden hazırlanmıştır. Cenaze defnedildikten sonra mezar toprağına, ölünün göbeğinin hizasının bulunduğu yere su dökülür. Hoca talkın verir. Bu arada suyun ölen kişin göbeğine damladığına, irkilip kafasını tahtaya vurduğunda öldüğünü anladığına ve o anda sorgu meleklerinin geldiğine inanılır.
Cenaze defnedildikten sonraki bir hafta içinde, cami cemaati, bir hafta boyunca sabahları o kişi için dua eder. Ayrıca cenaze evine akşamları gelerek Kur’an okurlar. Elli ikinci gece ölü evi, yaşlılara ve Kur’an okumasını bilenlere kibrit dağıtarak kemik duası okuturlar. O gecede ölünün kemiklerinin birbirinden ayrıldığına inanılır.
Ölü küçük çocuk ise anne ve babası, büyüklerin yanında ağlamazlar, ayıplanır. Çocuğa devir ve kemik duası yapılmaz. Maddi duruma göre cenazenin arkasından mevlit okutulur.
TOPLANTI OYUNLARI
Şap şap: Daha çok toyda, dinlenme anlarında, süygenlerin (sevgililerin) birbirleriyle yaptıkları, oyun şeklinde bir şakadır. Bir genç ortaya çıkar, yanına topluluktan bir başka genci çağırarak onun eline vurur ve kenara çekilerek oturur. Ortada kalan kişi bir başkasını çağırır ve onun eline vurarak oturur. Oyun böylece devam eder. Oyun sonlandırılmak istenirse, ortada kalan en son kişi, vurulan elini cebine sokar veya duvara vurur.
Kim urdu: Oyuncular, kız-erkek karışık ve yalnız erkekler veya yalnız kızlar şeklinde de oynanabilir. Oyuncular on-on beş kişi veya daha az olabilir. Bir genç ebe seçilerek orta yere diz üstü oturur ve öne doğru iyice eğilir. Diğerlerinden biri sırtına vurur. Oyuncular, “Kim vurdu?” diye sorarlar. Ortadaki kişi kimin vurduğunu bilirse, adı bilinen genç ebe olur. Bilemezse, oyun ortada yatan kişinin ebeliği ile devam eder.
Cüzük oyun: Sayıları beş-on beş arası değişen gençler daire şeklinde otururlar. Kız-erkek karışık oynandığı gibi yalnız erkekler veya yalnız kızlar tarafından da oynanabilir. Ortaya bir genç çıkar. Elinde tuttuğu yüzüğü sırasıyla herkesin avucuna yüzüğü bırakıyor gibi yapar. Gençler, ellerini, yüzük tutuyormuş gibi yumarlar. Ortadaki genç, dairedeki oyunculardan birini çağırarak eline vurarak oturur. Ortaya çıkarılan oyuncu, yüzüğün kimde olduğunu bulmaya çalışır. Bilemezse, şüphelendiği birini çağırarak eline vurur ve yerine oturur. Onun yerine yüzüğün kimde olduğunu o oyuncu bilmeye çalışır. Yüzüğü bulan, tekrar oyunu başlatır, yüzüğü avuçlara bırakıyormuş gibi yaparak oyunu sürdürür.
Ayak oyun: İnsan başına geçebilecek şekilde bir cavak4 ile oynanır. Oyuncular erkek-kız karışıktır. Oyunda herkes eş olur. Ekseriyetle gençler süygenleri ile eşleşirler. Bir genç, cavağı, bir başka gencin kafasına, acıtacak şekilde geçirir. Başına cavak geçirilen gencin eşi onu çıkararak başkasının başına geçirir. Oyun böyle devam eder. Dalgınlık yapan eşler oyundan çıkarılır. Oyun böyle devam eder.
KARAÇAYLARDA DÜĞÜN
-Gökçeyayla köyünden olup aynı köyde öğretmenlik yapan Bay-çoralar’dan Meryem KAYA’dan tespit edilmiştir.-
Kaçuv (Kaçma)Akrabayla evlenmek yoktur. Sınır, 5-7 göbek arasıdır.
Düğün, kızın oğlan evine gitmesiyle başlar. Kızlar daima anlaşılmış olsa bile kaçırılarak, haberi yokmuş gibi, oğlan evine getirilir. Kaçırma, her iki ailenin de haberi olarak veya oğlan-kız anlaşarak veyahut zorla kaçırma şeklinde olur. Çoğunluk, ikinci şık yaşanır. Eğer iki tarafın anlaşması güç olacaksa kızı başka bir köye götürürler. Oğlan evinin gönderdiği elçiler (keleçile) aracılığıyla anlaşma sağlanır. Gelin o köyden şenlikle getirilir.
Kaçma sadece evlenenlerin el ele tutarak kaçması şeklinde değildir. Bu tür kaçırmaya çok az rastlanır ve çok kınanır. Kız, yanına akrabalarından birini alarak kaçar ve anlaşma olmadığı takdirde hiçbir şey olmadan evine, kardeşiyle-akrabasıyla döner. O yine kızdır.
Kızın beraberinde çıkana “birgesine çıkgan caş” denir. Anlaşma olsa bile bu caş, düğün bitinceye kadar kızın yanında kalır. Oğlan evine gelen kız, ayrı bir evde birgesine çıkgan caş iledir. Oğlan, kendi akrabalarından birinin evindedir, düğün bitinceye kadar orada kalır.
Nekah (Nikah)Aileler arasında anlaşma sağlandığında yapılan ilk iş nikâhtır. Tabii ki dinî nikâhtır. Oğlan evi ve kız evi akrabalarını davet ederler. Kız evinin davetlileri, oğlan evine toplanarak nikâh işlemini yaparlar. Yemeği oğlan evi verir.
Başlık âdeti vardır. 2500 – 10.000 lira arasında değişir. Bu para ile daha sonra kıza çeyiz alınır. Kız evinin istediği para verilmezse nikâh kıyılmaz. Bunu kızın yakınları, amcası, dayısı, vd. tespit ederler. Kızın anne ve babasının düşünceleri alınır amma onlar bu davette bulunmazlar. Anlaşma sağlanınca para verilir ve nikâh kıyılır. Yemek önceden yenmiştir. Kız tarafı, toplandıkları evden, oğlan tarafının diğer halkının yanına gelerek iyi dileklerini belirtir, evliliğin hayırlı olmasını dilerler (alğış eterle). Bütün bunlar yaşanırken genç kız ve erkekler toy yaparlar. Bu toy sabaha kadar devam eder.
Nikâh gecesi, kız tarafı, akrabalarından birkaç erkek, bir kız (bu çok defa amcasının kızıdır), bir de kadın arkadaş gönderirler kızlarına. Kızlara “kız nöger”, kadına da “katın nöger” denir. Kız nöger, gelinin yanındadır. Uykusuzsa yanında bekler, uyutur. Su vs. ihtiyaçlarını karşılar. Nikâh gecesinden itibaren düğün bitinceye kadar bu gibi işleri yapar. Gelin, oğlan arkadaşlarına, yakınlarına görünmez. Çok yakını ile karşılaşırsa görünmemeye çalışır, saklanır. Bir köşede, önünde perde ile durur. Kız nöger ile katın nögerlerin her dediği yapılmaya çalışılır, nazlarına katlanılır.
Av aluvNikâh gecesinden sonraki ikinci gece, akşama doğru, gelinin avu alınacaktır. Gelinin bulunduğu eve gelenler olur. Bunların içinde; oğlanın dayısı, dayısının oğlu, amcası, amcasının oğlu, kızı gibi yakınları bulunursa kız nögerler ceza verirler. “İzin almadan niye geldin?” gibi sorular sorarlar. Aralarında hâkim, savcı, jandarma, yazıcı gibi görevlendirmeler yaparak yakaladıklarına ceza verirler. Kaçanlara ağır ceza verilir. Cezalar; ayaklarından yukarı asma, değirmen taşını boynuna takmak, elini kolunu bağlayıp tek ayak üzerine bekletmek, boyalı su içirmek, dövmek şeklinde olur. Kız cezalılara ise tavuk kızarttırılır, yemek yaptırılır. Para cezası verildiği de görülür. Bu parayla ortak eğlencelik yiyecek alınır. Bazen de ceza olarak kız nögerler, sevdikleri kızların akşamki toplantıya getirilmesini isterler.
Akşam, gelinin bulunduğu eve kızlar toplanır, gençler toplanır, konuşurlar. Sayıları artınca, saat 23.00’e doğru birlikte toy yerine gidilir.
Bu gece oğlan tarafına davetliler, yiyecek, şeker, para, makarna vs. götürürler. Kız tarafına davetliler ise kız evine yakınlık derecesine göre elbise, çorap, havlu, başörtüsü gibi hediyeler götürürler. Kız evi, oğlanın annesine, babasına, kardeşlerine, yeğenlerine hazır gömlek veya gömleklik kumaş, ayakkabı, başörtüsü gibi şeyleri bohça içinde götürür. Kız evine hediyelerle gelen kadınlar topluluğuna “cıyın”, hediyelere “berne” denir. Oğlan evinde yemek verilir. O guruplar ile gelen kızlar, misafir kız kabul edilerek toya götürülür. Hediyeleri getiren grupta, kızın yakınlarından yaşlı kadınlar da vardır, onlar kızın yanında kalırlar. Hâl hatır sorar, ileriden geriden konuşurlar.
Sabaha karşı gelinin yakınları, geline, başına iki tane ipekli başörtüsü, ellerine iki tane küçük baş örtüsü verir. Başındakiler, yüzünü de kapatacak şekilde örtülmüştür. Gelinin koltuklarına, gelinin akrabalarından iki kız girer. Hediyelerle birlikte misafirler, kaynananın oturduğu eve giderler. Bu arada şenlik yapılır. Gelini almağa gelen gruba kapı açılmaz. Kapıyı bekleyen çocuğa bahşiş veren oğlan evi, kapıyı açtırır. Kaynananın evinde bir kişi, gelinin hayırlı olmasını arzulayan uzun uzun bir dilek (alğış) diler.
“Alğış ayak, bal ayak.Kolubuzga alayık,Tilibizge salayık.Calınayık, calbarayık.Ulu Allah’tan kelgen kıyıllıktanBirda mardasız keňde kalayık.Voy âmin değiz, âmin, âmin!Âmin değen tileğin tapsın.Âmin temeğen tilin kapsın.Bu kelgen kelin oňaylansın, oň cürüsün.Süygenlerin süyer kibik,Süymegenelerin kara küyer kibik Cenabı Allah etsin.Bu kelgen kelin,Burup butlay urçuk toltursun.Kayınanasına, kayınatasınaKayınlarına bıla honşusuna,Tiyresine aman bolsa burula cılay oltursun.Alğı burun uulan süyeği paşa bolsun.Ekinçisi molla bolsun,Mingen atı corga bolsun.Üçüncüsü tayakçı bolsunKızları da tört beş bolsun.Barısı da biribirinden baş bolsun.Men alğış etebilmeyme,Allah alğışlık etsin.”Ayak: tas, kap / Calınayık, calbarayık: Yalvaralım / Kıyıllıktan: Felâketten / Mardasız: Uzakta / Kapsın: ısırsın / Oňaylansın: İyi olsun / Kara küyer kibik: Ah’lı vah’lı, kötü / Urçuk: Kirman / Tiyre: Mahalle / Burup butlay: Dizinde çevirerek / Burula cılay: Hastalanıp ağlayarak / Alğı burun: İlk defa / Süyeği: Çocuğu / Uulan / Oğlan, erkek / Corga: Rahvan / Barısı da: Hepsi de / Tarakçı: Tarak yapan, zanaatkâr / Koyçu: Koyuncu / Ulakçı: Oğlakçı
Dilek bitince elindeki para ve şekerleri gelinin başına doğru atarlar. Orada bulunanlar şekerleri kapmaya çalışırlar. Kaynanası ve oğlan evinin büyükleri gelini kucaklarlar. Sıra gelinin üzerindekileri, oğlan evinin yakınlarının almasına gelir. Bu el ile alınmaz. Gümüş kamanın ucu ile alınarak, bir kişiye verilir. Alanlar, oğlanın yeğenleri, kız kardeşi veya amcasının kızıdır. Ellerindekileri yine yukarıdaki kişiler alırlar. Sıra hediyelerin açılmasına gelir. Bu işi, kızın yakınlarından orta yaşlı bir kadın yapar. Gelin eski evine götürülür. Hediyeler gelinin yanında kalır, sonra sahiplerine dağıtılır.
Bütün bunlar olurken gençler de toyda eğlenmektedir. Dinlenme anlarında çerez dağıtılır. Yine oğlan evinin aşçısı (üy biyçe – hep kadından olur) hamur işlerinden ufak, çeşitli şekillerde, süslenmiş yiyecekleri tepsiyle toya, gençlere gönderir. Bunlardan birer tane alan kız ve erkekler, süygenlerine (sevdiklerine) ikram ederler. Kız tarafından olanlar evlerine dönerler. Avu alma böylece biter.
Boluşdan çığaruvEvlenen genç, gelin eve geldiğinde, yakınlarından birinin evinde misafirdir. Sıra onu evine getirmeye gelir. Bu sebeple misafir kaldığı ev, oğlanın akranlarına yemek verir. Onlar da evin yemekçilerine ve hizmet edenlere para bırakırlar. Damadın arkadaşları onu kendi evine götürürler. Anne ve babasının kaldığı evde ihtiyarlar vardır. Eve girer.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
1
Bu bilgiler, Gökçeyayla köyünden, 1313 Teberdi köyü doğumlu Yahya EVREN’den alınmıştır.
2
Bu göç hikâyesi, inceleme içinde tespit edilen diğer konular da kullanılarak romanlaştırılmış; eser “Önce Hürriyet” adı ile Hikmet Neşriyat tarafından 2006 yılında basılmıştır.
3
Bovadin’deki Gökçeyayla köyüne ait çayırın bu köye verilme emridir. Haydar Doru’daki suretten aynen alınmıştır.
4
Bir çanak veya tas ile oynandığı için bu oyuna “Ayak Oyun” adı verilmiştir. Cavak, bu oyunda başa geçirilen çanak veya tasın adıdır.
Вы ознакомились с фрагментом книги.
Для бесплатного чтения открыта только часть текста.
Приобретайте полный текст книги у нашего партнера:
Полная версия книги
Всего 10 форматов