Kadınların edebiyatla uğraşmasının hoş karşılanmadığı Victoria çağında Emily Brontë, kendi yolunda ilerleyerek ezberleri bozdu. Kız kardeşleriyle birlikte önce erkek isimleri kullanarak edebiyata hizmet etti. Ardından İngiliz edebiyatının kült eserleri arasında sayılan Uğultulu Tepeler’i okuyuculara kazandırdı. Aradan geçen uzun yıllara rağmen eserin hâlen popülerliğini koruması, Brontë’nin karakterleri titizlikle ilmek ilmek örmesiyle ilişkili olsa gerek. İnsan psikolojisinin karakterler üzerinden ne kadar iyi analiz edildiğine tanık olduğumuz Uğultulu Tepeler aşk ile nefret, tutku ile intikam gibi çetrefil duygularla yoğrulmuş bir eser. Öyle ki pek çok kişi tarafından eserdeki olayların gerçeğe aykırı bulunmaması, Emily Brontë’nin kendi hayatından da izler taşıdığını akıllara getirmiştir. «Biri ümitle beklemesini bilmiş, öbürü ümitsizliğe kapılmıştı; ikisi de kaderlerini seçti, ikisi de buna katlanmak zorunda kaldı.»
все жанры