“Gerçek Renaissance’lar daha baştan ‘gerçek’ ortaçağları gerektiriyor.”
Adı çıkmış bir çağdır ortaçağ. “Karanlık” nitelemesi her zaman yanı başında durur. Üniversitelerinden çok, engizisyon mahkemeleriyle anılır. Tanrı düşüncesinin her yere sirayet etmiş olması felsefi bir tartışmanın olabileceğini akıllara getirmez. Antikçağa ve modern zamanlara olan uzantılarının görülmesindense araya girip tarihi kesintiye uğratmış bir dönem gözüyle bakılır ona. Bu bakımdan, âdeta bilinçaltına itilmiş bir çağdır ortaçağ.
Oysa hangi ortaçağ sorusu bütün görkemiyle yanıtlanmayı bekliyor. Entelektüellerin ortaçağı mı, yoksa Kiliseninki mi? Üniversitelerin ortaçağı mı, Aydınlanma’nın ortaçağ imgesi mi? Hangi soruyu yanıtladığınıza göre değişen bir görünüm sergileyecektir ortaçağ.
Ortaçağ Yazıları ortaçağın yüzeysel genellemelerle anlaşılamayacak kadar çokboyutlu olduğunu ortaya koyan bir kitap.
все жанры