Читать книгу I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi ( Анонимный автор) онлайн бесплатно на Bookz (2-ая страница книги)
bannerbanner
I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi
I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi
Оценить:
I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi

5

Полная версия:

I. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi

HÜSREV EMİNKÖPRÜ DERGİSİMAKEDONYA

Değerli başkanım, değerli hocalarım aranızda en genç olarak bulunmaktan hem heyecanlı hem de mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Özellikle bize göre hâlâ öğrenci yaşımızda öğrenciliğimizin devam ettiği dönemde de dergiciliğin bir okul bir mektep rolünü üstlenmesi, bizim için ayrı bir ehemmiyet taşıyor. Köprü Dergisi bugün itibariyle 5. yılını doldurmuş bulunuyor; Dergimiz 2002 yılından beri çıkıyor. Ve biz üniversite bitirmiş gibi bir üniversiteden daha mezun olmuş gibi kendimizi hissediyoruz. Genelde gençlerin oluşturduğu bir edebiyat sevdalıları fakat hâlâ kendimizi öğrenci olarak saymamız daha doğrusu hocalarımızın böyle güzide kalemlerimizin yanında daha çok şeyleri öğreneceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca Köprü Dergisi olarak bu toplantı da bizleri de iştirâbe layık gördükleri için Avrasya Yazarlar Birliğine ve değerli başkanı Yakup Deliömeroğlu’na teşekkür ediyoruz. İnşallah biz Köprü Dergisi olarak Türk Dünyasından gelen diğer kardeşlerimizin ağabeylerimizin de dediği gibi sadece bir dergi ve yazı değil ordaki Türklerin millî ve manevî değerlerini koruma noktasında ayakta tutma ve geliştirme hususunda ciddî adımlar atmışoluruz. Ve hele hele bu derginin yöneticilerinin de aynı zamanda genç kuşaktan olması bizim için uzun vadede bir potansiyel oluşturduğunu düşünüyorum. Köprü Dergisi’nin kadrosunu oluşturan yüksek lisans ve doktora öğrencileri olarak bizler burada değerli hocalarımızdan, ağabeylerimizden daha nice bilgiler, tecrübeler edineceğimizi düşünüyoruz. Bizi davet ettiğiniz için tekrar Avrasya Yazarlar Birliği’ne ve başkanına teşekkür ediyorum. Sizlerden çok şey öğreneceğiz inşallah memleketi Üsküp olan Yahya Kemal Beyatlı’nın ruhuna da yakın bir ruh da devam etmeyi düşünüyoruz. Teşekkür ederim.

MEHMET ALİ EŞMELİYÜZAKI DERGİSİGENEL YAYIN YÖNETMENİTÜRKİYE

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Avrasya Yazarlar Birliği’nin bu güzel organizesi gerçekten çok önemli diye düşünüyorum. Yazmış olduğum bir şiirde kullanmış olduğum bir vurgu var:

“İftihar et düne baktıkça, fakat şimdiyi görYine tarih yazacak bir hünerin var mı gönül”

Diye bir soru soruyorum kendi kendime. Ve biz bu sorunun ardından yola çıktık Yüz akı olarak.Avrasya Yazarlar Birliğinin de bu muhtevada yapmış olduğu bu çalışmanın önemli olduğunu, hakikaten biraz önce arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi tarihi olduğunu düşünüyorum. Tarihî çünkü söz hakikaten de bütün insanlığın gidişatını geçmiş olduğu gibi İntikam Beyin de vurguladığı üzere tamamıyla şekillendiriyor. Bu noktada söz bütün varlığın, kainatın bizim milletlerin yaratılmasında her şeyde bir öz olduğu için yani Cenab-ı Hak bir kün bir hece, tek hecelik bir kelime, bir kün emriyle bütün âlemleri yaratmış, o bakımdan sözün içerisinde böyle bir yaratıcı nasip var, o nasiple buluşan kendisini o nasiple çok iyi yoğuran gönüller kalem oynattıkları ölçü de gerçekten toplumları kuran oluşturan bir yapısı var dergiciliğin. Bu nokta da hakikaten tarihe bakıyorsunuz bir dergi bir hususta bir fikri bir davayı kendisine dert edinmiş yirmi yıl sonra bakıyorsunuz, toplum o derginin yirmi yıl önce atmış olduğu tohumlarla yoğrulmuş şekillenmiş. Müspet olsun veya menfi her iki alanda da bunu görmek mümkün dolayısıyla sizlerin ve bizlerin yapmış olduğu bu çalışmaların temelinde böyle bir nokta mevcut olduğu için, inşallah gelecek yıllara uzun yıllara bu çalışmalara güzel bir mühür vuracaktır, diye düşünüyorum. Hepinize tekrar saygılarımızı arz ediyoruz.

ENVER ERCANVARLIK DERGİSİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ VE YAZARLAR SENDİKASI GENEL BAŞKANITÜRKİYE

Efendim merhaba hepinize ve kendime hoş geldiniz diyorum. Böyle bir programın olacağını değerli kardeşimiz Avrasya Yazarlar Birliği başkanı bana ilettiğinde seve seve katılacağımı söyledim. Benim internet ortamından kaynaklanan bazı problemler olduğu için programı dün görebildim. Hemen sabah sabah koştum. Çünkü sizle olmak bana onur verecekti. Bunu protokol konuşması olarak da kabul etmeyin lütfen. Çünkü dergiciliğin ne kadar meşakkatli bir iş olduğunu biliyorum ve sizin gibi merkezin nispeten dışında ülkelerde, toplumlarda çıkan dergilerin çok daha fazla sıkıntıları oldu. Ben Varlık Dergisinin Genel Yayın Yönetmeniyim, Varlık Dergisi bildiğiniz gibi 75 yıldır kesintisiz çıkan bir dergi 2. Dünya Savaşında Yaşar Nabi Nayır askerdeymiş çadırda devam ettirmiş kesinti vermemek için. Enteresan inatçı bir adam. Çok saygı duyduğumda bir adam, kendisiyle tanışamadım. Balkanlara ve Türk Dünyasına özel bir ilgisi olan biri Yaşar Nabi Nayır. O geleneği elimizden geldiği kadar sürdürmeye çalışıyoruz, çalışacağız tabii. Ben onun dışında burada Türkiye Yazarlar Sendikası başkanıyım aynı zamanda yani iki dönemdir ben yapıyorum o görevi. Başka dergiler de çıkarıyorum adreslerinizi alırsam onları da sizlere ulaştırmak isterim. Mesela Eşik Cini diye bir öykü dergisi çıkarıyorum. Siyahi diye politik biraz anarşist bir dergi çıkarıyorum ve Yasak Meyve diye bir şiir dergisi çıkarıyorum bir beş yıl oldu nerdeyse. Yani ben istiyorum ki batıyla olan ilişkiler gibi ki onları da sonra konuşma sırasında iletmeye çalışacağım. Elimdeki bilgileri sizinle paylaşacağım. Türk Dünyası içinde de dergiler böyle bir iletişim ağı kursun ve bu gelişirse bir takım kongrelerde, sempozyumlarda alınan sonuç bildirgelerinde kalmaz yapacağımız işler. Çünkü şimdiye kadar ben birçok kongreye katıldım, çok parlak sonuç bildirgeleri yayınlanıyor sadece edebiyat dergileriyle ilgili değil yazarlarla ilgili. Yurt dışında da karşılaşıyorum bununla fakat o pratikte bir eyleme dönüşmedikçe güzel satırlar olarak kalıyor. İnşallah bugün yapacağımız kongreden sonra yeni bir adım atarız. Türk Dünyasında çıkan dergiler arasında hiç değilse. Bu da çok güzel sonuçlar doğurur diye umuyorum. Teşekkür ediyorum, sağolun.

GÜLNAZ KUTUEVAAGİDEL DERGİSİ EDİTÖR YRDBAŞKURDİSTAN

Sevgili kardeşlerim, Başkurdistan’dan sizlere çok selam getirdim. Başkurdistan’daki kardeşleriniz burada bulunmamızdan dolayı çok mutlu olmuşlardır. Bilmem Mustay Kerim zamanında birlikte yaşadığımız zamanlardaki eserlerimizi, Türk Dünyasının eserlerini Dostluk Köprüleri adlı bölümümüzde yayınlamaya çalışıyoruz. Türk Dünyasının eserlerinin çıkarmaya birlikte çalışacağız. Dergimiz edebî bir dergidir. Dergimiz de ülkemizin önde gelen yazarları yazılarını yayınlamaktadırlar. Daha önce herhangi bir yerde yayınlanmış olan yazıları dergimiz yayınlamamaktadır, bu dergimizin prensibidir. Genç kalemler gibi yazı başlıklarımız var. Dergimizin bu bölümünde genç yazarlara yazılarını yayınlatma imkanı veriyoruz. Dergimizin içinde “Umutlu Kalemler” ve “Irmaklar” ismiyle iki seri bölümümüz var. “Umutlu Kalemler” bölümünde edebî tenkit, makaleler yayınlanıyor. Yine bu bölümde yazmaya yeni başlamış genç yazarlarımızı takdim ediyorlar, değerlendiriyorlar. “Irmaklar” bölümünde de umut veren genç şairlerin şiirlerine yer veriyorlar. Yine dergimizde “Edebî Miras” diye bir yazı bölümümüz var. Bu bölümde klasik ama hiç yayınlanmamış tarihî parçalara yer veriyorlar. “Dünya Edebiyatı” diye bir bölümümüz var. Bu bölümde hem Doğu hem de Batı edebiyatlarından örnekler Başkırtcaya tercüme edilerek yayınlanıyor. “Dostluk Köprüleri” diye bir bölümümüz daha var bu bölümde de kardeş edebiyatlardan edebî türler Başkırtcaya aktarılarak yayınlanmaktadır.

Biz bu kongrenin yapılmasını, bizim davet edilmemizi şadlıkla kabul ettik, çok sevindik. Bu kongre kardeşlerimizin edebî, medenî hayatını yakından tanımaya imkan verecektir. Bu bizim halkımızın da edebiyatını, fikirlerini, medeniyetin; zenginleştirir diye düşünüyorum. Çok teşekkür ederim.

MEHMET ÖMER KAZANCIKARDAŞLIK DERGİSİ EDİTÖRÜIRAK

İyi vakitler değerli arkadaşlar. Kendi adıma, Irak’ta yaşayan bütün Türkmen kardeşlerinizin adına hepinizi sevgiyle, saygıyla, hürmetle içten esenlikle selamlıyorum. Ve bütün Irak Türklerlerinin selamlarını iletmek istiyorum her şeyden önce. Değerli arkadaşlar Türk Dünyasına mensup ülkelerle, topluluklar arasında duygu ve düşünce birliğine varmak gerçek gönül köprüleri kurmak, gerçek kardaşlık bağlantıları güçlendirmek, kültür alanlarında işbirliğine kavuşmak amacıyla düzenlenen Türk Dünyası Edebiyat Dergileri adı altında yapılan bu faaliyetin çok önemli olduğuna inanıyorum. Türk milletinin bölünerek ister devletler halinde, ister topluluklar halinde ayrı ayrı sınırlar içerisinde yaşamaya mahkum edilmesi bu milletin giderek yalnız ekonomik, politik açılardan değil bir de dil ve kültür bakımından birkaç millete parçalanma ihtimalini ortaya koymaktadır. Bu ihtimal iki esas noktadan kaynaklanmaktadır biri haritalar üstünde şöyle hafif bir kırmızı çizgi olarak görülen sınırların günden güne topraklar üstünde kalın ve geçilmez bir duvar haline dönüşmesi, ikincisi ise yaşadığımız dünyaya hakim olan tek süper gücün kendi çıkarlarına göre dünya haritasını değiştirerek Kerküklülerin tabiriyle bu haritaları milletlere topuzum hakkı kabul ettirmesidir. Buradan bu milletlerin aydınları, bizim milletimizin aydınları, edebiyatçıları bu ihtimali önlemek için nelerin yapılmasını düşünmeli? İşte Avrasya Yazarlar Birliği arkadaşlar bu yolda öncülüğü yapmıştır ve herkesten önce düşünmeye başlamıştır. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri yayın yönetmenlerini bu çok olumlu saydığım toplantıya davet etmiştir. Sağolsun Avrasya Yazarlar Birliğinde çalışan kardeşlerimiz biz Irak Türkmenlerini de unutmamış, Irak Türkmenlerini de bu toplantıya davet etmiştir. Değerli arkadaşlar, Irak Türkmenlerinin birçok gazete ve dergileri çıkarılmaktadır fakat bunların en önemlisi 1961’den bugüne kadar devam etmekte olan bir “Kardaşlık” Dergisi vardır, ama bu yalnız bir dergi değildir, bu Türkmenleri bir araya toplayan, Türkmenlerin yetişmesine çalışan; Türkmenlerin arasından çok büyük seviyeli, kaliteli edebiyat ürünleri ortaya koyan yazarlar yetiştirmiş bir ocaktır. Bu derginin çok dertleri vardır. 1961’den bugüne kadar devam etmektedir. Yoluna hem de ısrarla devam etmektedir birkaç defa durdurulmuştur, birkaç defa kapatılmıştır ama bugüne kadar yoluna devam etmektedir bu derginin çok dertleri vardır. Bugünkü toplantımızda mademki Türk Dünyası edebiyat dergilerinin dertlerinden konuşuyoruz. Bu derginin de dertlerinden size konuşacağım, sizlere bazı şeyler anlatacağım. Umarım ki bu toplantılardan bazı öneriler bazı önemli meseleleri ortaya koyarız ve Türk dünyasını birleştirme yolunda ilk adımı Türk dünyası edebiyat dergileri atmış olacaktır inşallah. Hepinize beni dikkatle dinlediğiniz için çok teşekkürler ve tekrar Avrasya Yazarlar Birliğine sonsuz teşekkürler.

ELÇİN HÜSEYİNBEYLİULDUZ DERGİSİ EDİTÖRÜAZERBAYCAN

Sağolun teşekkür edirem men de hepinizi selamlıyorum. Çok önemli bir tedbirdi, Avrasya Yazarlar Birliği değerli gardaşlarımız düzenlemişler. Öyle hesap edirem ki Türkiye’de yaşayan Türk gardaşlarımız uzun müddetten beri müstakil devletçiliğe malik olduklarına göre bu birinciliği koruyup saklamalıdırlar ve yeni müstakilliğe kavuşan diğer Türk cumhuriyetlerini de, müstakilliğe kavuşmak üzere olan diğer Türkleri de bu cür tedbirlerde iştirakinde daha faal olmalıdırlar. Artık bu faallik nazara çarpır ve birinci kongrenin de düzenlenmesi bunun bariz numunelerinden birisidir. Men düşünürem ki bizim kongremiz tekçe değerli fikirler ortaya koymakla sergilemekle yok, konkret kararlar kabul edip onu hayata geçirmekle yadda kalacak ve bizde onun içinde daha fazla iştirak eyleyeceğiz. Her hâl u kârda bunun devamlı olması bizim yüreğimizcedi. O projeler ki Avrasya Yazarlar Birliği ortaya koyuyor Azerbaycan Dergisiyle bağlı ve diğer dergilerle de bağlı bu proektler hayata geçirilecek. Ancak eyle özü özlüğünde de men eyle hesap edirem ki dergiler muhtelif Türk edebiyatının temsilcilerini de özleri de heç bir proekt olmadan hayata geçirmelidirler teşebbüste bulunmalıdırlar. Biz de zaman zaman olur yani Güney Azerbaycan’dan hem Türkiyenin özünden konuklar kabul ediyoruz, sohbetler derc oluyor hem de numuneler derc ediyoruz. Bunların adını saymak istemiyorum çok uzun zaman alır. Hepinize de bu kongrede değerli ve gözel hatıralarla vatanınıza dönmenizi Türk arkadaşlarımızın da bu teessüratlardan yararlanarak sıradaki proektleri ortaya koymalarını arzuluyorum sağolun.

ŞEMSETTİN KÜZECİIŞIK DERGİSİIRAK

Sayın başkanımız, değerli misafirlerimiz öncelikle Irak Türkmenlerini temsilen değerli ağabeyimiz Prof. Dr. Mehmet Ömer Kazancı Bağdat’tan gelerek Irak Türkmen edebiyatı dergilerini temsilen güzel bir konuşma yaptı, benim bu konuşmadan sonra herhangi bir söz söylemem söz konusu değil ancak Avrasya Yazarlar Birliği olarak 1. Türk Dünyası Edebiyat dergileri kongresini yapmakta, büyük başarılara imza atacağımızı inanıyorum. Bundan sonra Türk dünyası arasında iletişimi, edebiyatı, kültürü, sanatı birleştirme konusunda hızlı adımlar atacağımıza inanıyoruz. Geçen hafta biz Azerbaycandaydık değerli Anar muallim ve bugün burada Elçin muallim ve İntikam hocamız ve diğer ağabeyimizin konuşması gerçekten de Türk Dünyasını bir birine bağlayan büyük köprü oluşturmuştur. Bu gibi çalışmalar Avrasya Yazarlar Birliğinin çatısı altında her ne kadar zenginleşirse, Türk Dünyası edebiyatı da zenginleşir. Öğleden sonraki çalışmalarımızda Kerkük’te Türk Dünyasında özellikle de 2003 tarihinden sonra da Irak’ta birçok edebiyat dergisi yayına başlamıştır. Onların sıkıntılarını Türk Dünyasıyla beraber bir arada konuşacağız. Bu da ordaki insanlarımıza eminim ki böyük bir moral olacaktır. Ben hepinize tekrar teşekkür ediyorum. İnşallah çalışmalarımız iyi bir şekilde devam eder. Hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum çok sağolun.

ALTINBEK İSMAİLOVKIRGIZ ADABİYATIKIRGIZİSTAN

Teşekkür ederim hocam. Ben sözüme Kırgızca bir şiirle başlamak istiyorum Türkçe okuyacaktım ama çevirince tadı gidecek o yüzden Kırgızca okuyup Sonra Türkçe konuşmak istiyorum eğer izin verirseniz. Tarih isimli şiir:

Tarıh menen tagdırdı kesseng bolotTarıh menen taştı da ezseng bolotTarıhsız kalk taptakır tamırsız kalkTarıhsız kalk cer menen ceksen bolotTarıh degen tıyın emes sandıkta cata bergenTarıh degen buyum emes körüngöngö satıbergenTarıh degen töö emes buylalagang çagınga basa bergen

Değerli konuklar, elbette bizi buraya Avrasya Yazarlar Birliği davet etti. Burada ortak Türk yazı dili, ortak Türk edebiyatı ve ortak Türk dergileri üzerine yoğunlaşacağız; elbette İsmail Gaspıralı’nın dediği gibi dilde, işte, fikirde birlik olacak. Hepimiz bu dergilerden bir birimizin ortak eserlerimizi okuyacağız. Kırgız edebiyatı, Kazak edebiyatı ve Türk edebiyatı hakkında genel bilgilere sahip olacağız. Bundan sonra hepinize başarılar dilerim bu Türk dünyası edebiyat dergilerinin ilk kongresi, ileride böyle kongreler düzenlenecek ama bizim başımızı önceden söylediğim gibi sadece kongreler değil ortak yazı dilimiz ortak edebiyatımız ortak kültürümüz medeniyetimiz tarihimiz birleştirecek. Yani aynı soydan aynı kökten geldiği, Kırgızların dediği gibi Türk atanın baldarın ortak yazı dilimiz, ortak edebiyatımız ve ortak dergilerimiz birleştirecektir. Hepinizi saygıyla selamlıyor başarılar diliyorum.


Açılış Paneli

BEŞİR AYVAZOĞLU

TÜRK EDEBİYATI DERGİSİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ

TÜRKİYE



Bu kongrede konuşulanları, burada varılan sonuçları, dostlarımız kendi memleketlerine götürecekler ve orada dergilerinde yayınlayarak bütün Türk Dünyasına duyuracaklar. Bu toplantıda alınacak sonuçlar, bu kongrenin amacı olan Türk Dünyası arasındaki iletişimi artırmayı, güçlendirmeyi Türk Dünyası Edebiyat Dergileri vasıtasıyla arzu edildiği şekilde temin edeceğini ümit ediyorum. Protokol konuşmalarında Enver Ercan’ın da söylediği gibi edebiyat dergiciliği aslında çok çileli bir iş. Bu çileyi, bu tecrübeyi çok iyi bildiğim, derinden bütün acılarıyla yaşadığım için salonumuzda hazırda bulunan edebiyat dergisi yönetmenlerinin hepsini birer kahraman olarak görüyorum. Sadece bizde değil bütün dünyada bu küreselleşme dediğimiz şey asıl manasında kültürü ve edebiyatı galiba büyük bir hızla hayatımızın dışına itiyor. Ama bundan yılgınlık duymamak, mümkün olduğu kadar ayak diremek lazımdır. Belki temayül böyle gitmez bir gün insanlar tekrar insanlık birikiminin o büyük macerasına yeniden ihtiyaç duyar ve yeniden kültürün değer kazandığı bir döneme gireriz. Yani varlığımızı, kültürümüzü, edebiyatımızı ayak direyerek en üst seviyede savunmak ve geleceğe aktarmak için gayret göstermek mecburiyetindeyiz. Başka bir seçeneğimiz olmadığı için dergi editörlerine kahraman diyorum. Bu manada kahraman olunduğu gibi bir de edebiyatın, kültürün bu kadar büyük bir ilgisizlikle karşılanması dolayısıyla gerek dergiyi çıkaran kurumların gerekse dergiyi yönetenlerin yaşadıkları sıkıntılar açısından da kahraman diyorum. Dergi çıkaran arkadaşlarımız ne demek istediğimi zannediyorum çok iyi anlıyorlar. Bugün de dün olduğu gibi dergiciliğin misyonu son derece önemlidir. Protokol konuşmalarında görüşlerini açıklayan dergi yöneticisi arkadaşların anlattıklarından benim anladığım, dergi bir ülkenin durumuna göre farklı misyonlar kazanabiliyor. Belki daha genişletmek lazım edebiyat dergisi demeyelim buna, hani Cemil Meriç hür tefekkürün kalesidir diyordu, hakikaten dergi her zaman her hal u karda gizli veya açık hür tefekkürün kalesi olmuştur. Mesela Bağdat’tan gelen dostumuz, Kırım’dan gelen hanımefendi adeta oralarda Türk kimliğini ayakta tutmak için dört elle sarıldıkları birer misyon vasıtasından söz ettiler.Yani Kerkük’te, Bağdat’ta, Kırım’da çıkan hatta bir zamanlar Azerbaycan’da, Özbekistan’da, Kırgızistan’da çıkan dergiler kültüre ve tarihe tutunarak bir toplumun kimliğini ayakta tutan misyon dergileri olarak vazife görmüşler, bu çok önemli bir şeydir. Baskılar ortadan kalktıktan sonra Azerbaycan’daki dergilerin yaşadığı gibi, Azerbaycan’dan gelen dostumuzun anlattığı gibi birden bire dergilerin sayısında bir patlama yaşanıyor, aynen bizim İkinci Meşrutiyetin ilanından sonra yaşanan büyük patlama gibi. Patlama derken, Meşrutiyet ilan edilir edilmez birden bire pıtrak gibi mizah dergileri, edebiyat dergileri, bilim dergileri yüzlerce dergi çıktı. Demek ki o baskı altında insanların söyleyecekleri birikiyor. Tabii sonraları bu bir çeşit anarşiye dönüşüyor. Hürriyet ortamında herkesin fikrini söyleme heyecanı zamanla diniyor ve belli düşünce akımlarının dergileri öne çıkmaya başlıyor. Meşrutiyetten sonra yüzlerce dergi çıkmıştır dedim, dikkatinizi çekmiştir; ama o tarihten sonra üç ana düşünceyi temsil eden dergiler uzun ömürlü oldu. Batıcılığın dergisi olan “İctihat” Dergisi, Türkçülerin dergisi olan “Türk Yurdu” dergisi, İslamcıların Dergisi olan “Sebilürreşad” Dergisi. Bugün, bu dergilerin farklılaşarak çeşitlenerek uzantıları yaşıyor. Hakikaten hürriyet ortamının olduğu ülkelerde daima söyleyecek farklı şeyleri olan küçük ve büyük gruplar olabiliyor. Söyleyecek farklı bir şeyi olan üç kişi bir araya geliyorlar, bir dergi çıkarıveriyorlar. Belki söyleyecekleri üç sayılıktır, beş sayılıktır ama onu söylüyorlar ve dergi üç-beş sayıdan sonra çıkmıyor. Bunun söylenmesi de çok önemli gibi geliyor bana. Derginin bu manada tefekkürün çeşitlenmesi, itirazların rahatlıkla seslendirilmesi, farklı fikirlerin ortaya konulması açısından da son derece önemli bir misyon icra ettiğini düşünüyorum. Ama bazı dergiler var ki hakikaten onlar ana eğilimleri temsil ediyor mesela benim şu anda Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığım Türk Edebiyatı Dergisi bir ana çizginin dergisidir. Mesela, Varlık Dergisi başka bir ana düşüncenin çizgisidir. Dikkatinizi çekmiştir bu dergiler uzun ömürlüdür. Varlık ilk sayısını 1933 yılında neşretmiştir değil mi?

Evet, 1933 yılından beri sürekli çıkıyor. Varlık Dergisi yaklaşık1100 küsür sayısını çıkarttı, 1200’e yaklaştı. Türk Edebiyatı dergisi 1971 yılından beri çıkıyor, 410. sayıyı yayınladı 411’inci sayıyı hazırlıyoruz, Ocak ayında çıkaracağız inşallah. Aslında bunlar misyon dergileridir, avangart olamazlar, oturmuş, durmuş edebiyatı ve kültürü temsil ederler. Bunların yanında bunlara itiraz eden, bunların sınırlarına nüfuz edemeyen gençler de itirazlarını seslendirmek için edebiyat dergileri çıkarırlar. Bunlar edebi hayata canlılılık kazandırır. Bu edebiyat dergilerinin taşrada da benzerleri vardır, edebiyat dergileri her biri bir ocaktır. O edebiyat dergilerinden sivrilen bazı isimler yavaş yavaş bu büyük ana düşünce damarlarını temsil eden dergilere girmeye başlarlar. Dergiler hakikaten fikrin, düşüncenin, edebiyatın ocağıdır. Orda edebiyatçı yetişir, şair, romancı yetişir, eleştirmen yetişir. Ama tabii bu dergilerden öne çıkan isimler olur. Geriye doğru dergilere baktığınız zaman binlerce isim görürsünüz, demek ki edebiyat dergileri aynı zamanda bir çeşit elek vazifesi görüyor, yani eleyerek geleceğe kalabilecek isimleri ön plana çıkarıyor. Dergi eleğinden geçmeden ön plana çıkmak biraz zor gibi geliyor bana. Dergilerin bu misyonunu iyi kullanarak Türk Dünyası’nda çıkan dergiler arasında bu manada iletişimi iyi sağlamak, haberleştirmeyi gerçekleştirmenin önemini ve bunun çok zor bir şey olduğunu biliyorum. Çok zor şartlarda çıkan dergilerin bunu yapması zor, o halde bunu bir müessesenin yapması lazım. Avrasya Yazarlar Birliği buna talip olmuş görünüyor. Umarım bizim tek tek dergiler olarak yapamayacağımız bu büyük işi, Avrasya Yazarlar Birliği asıl manasında bir kurum haline, bir merkez haline gelerek sağlar. Bir iletişim ağı kurar. Biz Avrasya Yazarlar Birliği odağında bütün Türk Dünyasının edebiyat dergileriyle iletişim kurup bilgi, yazı, hikâye, şiir alışverişinde bulunabiliriz. Yani bunu bir kurumun, bir ekibin kolaylaştırması lazım, bunun başka bir yolu yok gibi geliyor. Ben sözü uzattım. Sözü eş başkan Varlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Enver Ercan’a bırakıyorum.


ENVER ERCAN

VARLIK DERGİSİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ

TÜRKİYE



Beşir Ağabey Türkiye’de dergiciliğin, dergilerin varoluş sebepleri, hayatlarını ve serüvenlerini özetleyerek anlattı. Söylediklerine aynen ben de katılıyorum. Ben onun söylediklerine küçük birkaç ekleme yapmak istiyorum. Evet dergiler dediğiniz gibi edebiyatın, kültürün, san’atın cıvıl cıvıl olduğu yayınlardır; Cemal Süreyya, derginin ve gazetenin ilk sayfasının lunapark gibi olmasını yani öyle şenlikli, insanların sıkılmadan okuyabileceği, izleyebileceği bir yapıda olmasını isterdi. Dergilerin işi kendisini beğeniyle okutmak olmalıdır. Varlık dergisi yaklaşık 75 yıllık bir dergi, ben son 19-20 yıldır yayın yönetmenliğini yapıyorum. Bazen de el yordamıyla gerçekleştirilir bazı şeyler. Ben şimdi dönüp geriye baktığımda Beşir Ağabeyin sözlerini onaylamak için söylüyorum. Pırıltılı bulduğum gençlere ilk defa sayfalarımda yer verdim, onları destekledim. Şimdi dönüp baktığımda Şebnem İşigüzel, Sema Kaygusuz, Müge İplikçi, Süreyya Evren, Tuna Kiremitçi gibi 25-30 tane isim sayabilirim ki, Varlık Dergisinin son yirmi yılında benimle hemhal olup, iletişim kurup yazdıkları üzerinde çalışarak ilk kez yayınladığımız arkadaşlarımızdır. Tabii derginin edebiyat dünyasına kazandırdığı bu isimler her zaman, her dergi yöneticisini gururlandırı ve onlara onur verir. Dünyaca ünlü, büyük ustamız Dağlarca’nın bir şiirini yayınlamak tabii ki bizim için sevindirici, onur vericidir; ama dergileri yönetmek için de genç bir takım insanları bulmak, onları keşfetmek ayrı bir zevk, keyifli bir şeydir. Bugün durum biraz daha farklı. Füsun Akadlı, edebiyat dergileri heyecan uyandırmıyor, okurda ihtiyaç yaratmıyor diye yazmıştı; onunla yakın dostluğumuz vardır konuştuk, yani bugün toplumda edebiyatın kendisi bir ihtiyaç yaratmıyor. Türkiye toplumunda edebiyatın kendisi ihtiyaç yaratsa mutlaka dergiler de bir ihtiyaç yaratırdı. Bunun başka da bir anlamı var, bu söylediklerim diğer Türk devletlerinden gelen arkadaşlarım için, onların içinde bulundukları toplum içinde geçerli. Orada bir dergi 20 bin, 30 bin belki de daha fazla basılıyordur. Küreselleşme süreciyle iyice yüz yüze geldikleri zaman o sayıları yakalayamayabilirler; çünkü dergiler okurlarıyla ayakta duramıyorsa siyasi bir partinin, devletin resmi sözcülüğü, veya bu kurumların desteği bunlar dergileri güçlü ve kalıcı yapmaz, dergiler okurlarıyla ayakta durmalıdır, eğer duramıyorsa iş biraz sıkıntılıdır. Türkiye’de bizim gördüğümüz enteresan bir durum var, yazının önemi yitmeye başladı hatta yazının önemi bitti, kalmadı diyenler var ben onlara katılmıyorum. Daha görsel bir dünyada yaşıyoruz ve edebiyat insanların gündelik yaşamının içinden geçmiyor. Beşir Ağabeyin söylediği önemli bir şey var, fikrin gelişmesi için üç-beş kişi de olsa yeni bir şey söylenmesi, birkaç sayıda çıkabilir fark etmez, önemli olan o fikrin söylenmesidir. Bununda zamanla sıkıntılı bir döneme gireceğini düşünüyorum. Bugün edebiyat Türkiye’de medyanın manipülasyonuyla karşı karşıyadır . Şimdi gazetelerin spor sayfalarına, magazin sayfalarına baktığımız zaman sayfaların çoğunu işgal ettiğini, doldurduğunu görüyoruz. San’at ve kültüre yer ayıran birkaç gazete var, ama o gazetede de yarım sayfa tam sayfa olmuyor bile. Hatta bunun tersinden de düşünüyorum, biraz lafı dağıtıyorum kusura bakmayın. Diyelim ki gazetelerin hepsi ikişer sayfa san’at, kültür sayfası ayırdı ve hatta biraz daha ileri gitti haftada iki öykü beş de şiir yayınlamaya başladı. Ben bunun edebiyat dergilerine yararı olacağını düşünmüyorum zararı olur artık hiç kimse Türkiye’de edebiyat dergisi almayabilir diye düşünüyorum. Öyle kaotik bir durumumuz var aslında son günlerde de yine dağıtım şirketleri Türkiye üzerinde yeni bir fiyatlandırmaya gitti. Şu anda kültür dergilerinin Türkiye’de nasıl bir yol izleyeceğini tam olarak bilemez durumdayız teknik ve ekonomik anlamda. Bizim sıkıntılarımız bunlar, sıkıntılarımızla biz sizleri yormayalım, üzmeyelim. Teşekkür ediyorum.

bannerbanner