
Полная версия:
Türk Atasözlerinden Seçmeler

Türk Atasözlerinden Seçmeler
A
– Aba da bir, çuha da bir, giyene; güzel de bir, çirkin de bir, sevene.
– Acı acıyı, su sancıyı keser.
– Acı, acıyı bastırır.
– Acısız geçen gün yoktur.
– Aç, ferman dinlemez.
– Adam olacak çocuk, bakışından bellidir.
– Adam olana bir söz yeter.
– Adamak kolay, ödemesi güçtür.
– Adamakla pilav pişse, deniz kadar yağ benden.
– Adamın iyisi, alışverişte belli olur.
– Ağaç, yaşken eğilir.
– Ağaç meyvesinden bellidir.
– Ağaç yetiştiren, evlat yetiştiren gibidir.
– Ağacı sevmeyen, köyünü de sevmez.
– Ağaçlar hem ziynetimiz, hem nimetimizdir.
– Ağacın verdiğini komşu vermez.
– Ağaçsız toprak, saçsız kadına benzer.
– Ağaçsız ülkede, gölge bulunmaz.
– Ağaçlı yerde, yel eksik olmaz.
– Ağacı sevdiren aşı, kişiyi sevdiren işidir.
– Ağaca balta vurmuşlar “sapı bedenimde” demiş.
– Ağır git ki yol alasın.
– Ağır basınca, hafif kalkar.
– Ağırlanacak misafir, yüzünden bellidir.
– Ağır otur, batman gel.
– Ağır yükün altına girme.
– Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.
– Ağaya söz anlatmak, dağı yerinden oynatır.
– Ağanın sözü, ineği şişmanlatır.
– Ağrısız baş, mezarda olur.
– Ağzından çıkanı, kulağı işitmez.
– Armut piş, ağzıma düş.
– Ağza tat, boğaza feryat.
– Ağzı ile kuş tutsa, yine bilinmez.
– Ak sevap, leke tutmaz.
– Akacak kan, damarda tutmaz.
– Ak tavuğun yumurtası da aktır.
– Ak akça, kara gün içindir.
– Akmazsa da damlamalı.
– Akılsızın şaşkını beyaz giyer kış günü.
– Aklınla gör, kalbinle dinle.
– Akıl, akıldan üstündür.
– Akıl, kişinin sermayesidir.
– Alacağın bir iğne, çeliğin okkasını sorarsın.
– Al, ver diyorlar; alıp verme demiyorlar.
– Alacakla verecek ödenmez.
– Alan da pişman, satan da.
– Al giymedim ki, almayım.
– Al gömlek, gizlenmez.
– Al gülüm, ver gülüm.
– Alan, satandan umar.
– Alan ve satan hoşnut, bize ne?
– Alan yok, satan yok, alan neylesin.
– Allah bile kulunun karasını yüzüne vurmaz.
– Allah bilir ama kul da sezer.
– Allah diyen, açıkta kalmaz.
– Allah gümüş kapıyı kaparsa, altın kapıyı açar.
– Allah herkesin gönlüne göre verir.
– Allah’ın bildiği, kuldan saklanmaz.
– Allah’ın öldüremediğini, kimse öldüremez.
– Allah’tan korkmayan, kuldan utanmaz.
– Allah, daraltır da bunaltmaz.
– Allah’ın vergisi, canın sevgisidir.
– Allah, namerde muhtaç etmesin.
– Allah, sabırlı kulunu sever.
– Allah yardım ederse kuluna, her iş girer yoluna.
– Aldatan, bir gün aldanır.
– Altın anahtar, her kapıyı açar.
– Altın, toprakta paslanmaz.
– Aleme verir talkını, kendi yutar salkımı.
– Ana gibi yar, vatan gibi diyar olmaz.
– Ana kucağı, her yaşta aranır.
– Ananın hakkı ödenmez.
– Anamızı, rüşvet ile işret ağlatır.
– Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
– Anasının bastığı yavru incinmez.
– Anlar, anlamazdan korkulur.
– Anlat, benim gecelik külahıma.
– Ansınlar beni, bir çürük elma ile.
– Anne ekmeğine kuru; ayranına duru deme.
– Anıza tohum ekme, sonra boş kalır tekne.
– Anız verir tekleme, ondan bir şey bekleme.
– Anıza eken kaz çalar, herge eken saz çalar.
– Aptal düğünden; çocuk oyundan usanmaz.
– Abdalın karnı doyduktan sonra, gözü yolda olur.
– Araba kırılınca, yol gösteren çok olur.
– Arap, Arap’a yüzün kara demiş.
– Arayan mevlasını, azan belasını bulur.
– Arife, tarif istemez.
– Ar, insana; yâr, civana yakışır.
– Arkadaş belasına uğramış çoktur.
– Arkasındaki gömleğe inanan kalmadı.
– Arlı babanın, arsız çocuğu.
– Ar yılı değil, kâr yılı.
– Arık hayvanın eti, kel tepenin otu.
– Arpaya katsan, at yemez; kepeğe katsan, it yemez.
– Arı, adıyla; bal, tadıyla sevilir.
– Arı, bal alacağı çiçeği bilir.
– Arıya bak, bal olsun; dağa bak, bağ olsun.
– Arıdan ibret alan, aç kalmaz.
– Arıyı gezdirmeli, peteği sızdırmalı.
– Arı, kızdıranı sokar.
– Arıya sokmaz, ateşe yakmaz deme.
– Arı, göz götürmez.
– Arı nefesten; kuş kafesten hoşlanmaz.
– Arıyı yaylada; atı tavlada besle.
– Arı da iz, çingenede yüz bulunmaz.
– Arı işini; kirpi dişini göstermez.
– Arı, çayırı; davar, bayırı sever.
– Arı, yoncaya; bülbül, goncaya âşıktır.
– Arı, söğüdü; akıllı, öğüdü sever.
– Arıya iyi bakarsan, karıya elmas alırsın.
– Arısı çıktı elliye; iyiyi, kötüyü belliye.
– Arısı çıktı yüze, yolu düştü düze.
– Arık davardan döl olmaz, davar izinden yol olmaz
– Arık atla, cirit atılmaz.
– Asil azmaz, bal kokmaz.
– Aslan ağzından av alınmaz.
– Aslını inkâr eden haramzadedir.
– Asilzadeden kemlik gelmez.
– Asile dokun geç, fukaradan sakın geç.
– Aslan postunda, gönül dostunda.
– Astarı, yüzüne; anası, kızına benzemez.
– Aslan, yatağından bellidir.
– Aşk ağlatır; dert söyletir.
– Aş kaşık ile; iş, keşik ile.
– Aş taşınca, kepçenin pahası bulunmaz.
– Aşı, gününde; canavar, ininde vurulur.
– Aşı olmasaydı, ahlat, armut olmazdı.
– Ata malı mal olmaz, kendin kazanmak gerek.
– Ata olmayan, ata kadri bilemez.
– At ölür, itler bayram yapar.
– At, sahibine göre kişner.
– At, at oluncaya kadar, sahibi mat olur.
– At binenin, kılıç kuşananındır.
– Ata eyer gerek, eyere er gerek.
– At ölür meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
– At adımına göre değil, adamına göre yürür.
– At ile avrat, yiğidin bahtına.
– Ata dost gibi bakıp, düşman gibi binmeli.
– Atın ölümü arpadan olsun.
– At çalındıktan sonra ahırın kapısı kilitlenmez.
– At kocamayınca, kadri bilinmez.
– Atı alan, Üsküdar’ı geçti.
– Atı sattım, çamura battım.
– At nallı, ağaç dallı gerek.
– At gezer, tilki sezer.
– Ata bakma dona bak, içindeki cana bak.
– Atına bakan, ardına bakmaz.
– Ata nal çakıldığını görmüş de, kurbağa ayağını kaldırmış.
– Atla, avrat emanet edilmez.
– Atı elinde, pusatı belinde.
– At, yedekte; silah, tetikte gerek.
– Avrat var ev yapa, avrat var ev yıkar.
– Ayak gitmese, el getirmez.
– Ayağını yorganına göre uzat.
– Ayağına bakma, başına bak; yüzüne bakma, işine bak.
– Ayağına taş bağla ki, başına denk gelsin.
– Ayağının girmediği yere, başını sokma.
– Ayak menzil, baş püskül, sonradan görme ne müşkül.
– Ay doğar gediğinden; insan utanır dediğinden.
– Aydan almaz, günden olmaz.
– Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.
– Ayvaz kasap, hep bir hesap.
– Ayı gördüm, yıldıza minnetim yok.
– Ay günlerden, asır yıllardan olur.
– Ayransız ev, bayramsız ev.
– Ayran, köylünün içkisi; hem içilir eşkisi.
– Ayağa değmedik taş, başa gelmedik iş olmaz.
– Ayağında yemeni, odur işin dümeni.
– Ayının dişini görmeyen, başını kabak sanır.
– Az olsun, öz olsun.
– Azıksız yola çıkılmaz.
– Az tamah, çok ziyan getirir.
– Az veren candan, çok veren maldan.
– Az yetmez, çok artmaz.
– Azap ister gün bitsin, rençber ister iş bitsin.
– Az yersen oruçsuz, çok yersen obur derler.
– Az ye, uz ye, tez ye.
– Az yersen her gün, çok yersen bir gün.
– Azıcık aşım, ağrısız başım.
– Azığı belinde, değneği elinde.
– Azgın yeli dağ keser.
– Aza sormuşlar nereye, demiş çoğun yanına.
– Az konuş, çok çalış; pazarlığa alış.
– Azın kadrini bilmeyen, çoğu bulamaz.
– Az kazan, uz kazan; yeter ki öz kazan.
– Az al, fazla öde.
– Az artır, tez artır.
B
– Baba bilgisiyle adam, adam olamaz.
– Baba malı, tez tükenir.
– Babadan mal kalır, kemal kalmaz.
– Baba mirası, yanan mum gibidir.
– Babasına hayrı olmayanın, devlete hayrı olmaz.
– Bacak kadar boyu var, türlü türlü huyu var.
– Bacası eğri ama dumanı doğru çıkar.
– Bacaklı tarlaya, sarımsak ekmeli.
– Bakan göze yasak olmaz.
– Barut ile ateş, bir yerde durmaz.
– Başa gelmedik iş olmaz, ava gelmedik kuş olmaz.
– Başın sıkıntısını, ayak çeker.
– Balık suda, gözü dışta.
– Baykuşun nimeti, ayağına gelir.
– Balığın büyüğü, derin yerde bulunur.
– Bağdat yolundan, deve izi eksik olmaz.
– Bağa girmeye iz gerek; üzüm yemeye, yüz gerek.
– Bağ, babadan; zeytin, dededen kalmalı.
– Bahçeye, erik; kapına, yeşik yanaştırma.
– Bağ ile bahçe kardeş çiftçi ile yoldaş.
– Bağı budarken, hayvanı güderken.
– Bağın, ufak taşlısı; kızın, çatal kaşlısı.
– Bağım, bahçem; çoktur, akçem.
– Bağa derin bel, yoksa olur çöl.
– Bahçeye söğüt, deliye öğüt yakışmaz.
– Bağı dağ besler de, dağı bağ besleyemez.
– Bahçeyi suluya, bağı kuruya.
– Bağı yamaca, yaklaşırsın amaca.
– Bahçemde biter, köylüye yeter.
– Bağ kıraçta, kuvvet sıraçta.
– Bahçem çillendi, kuşlar dillendi.
– Bağın safası başka, dağın safası başkadır.
– Bağ bozuldu, pekmez ezildi.
– Bağ bozumu, inci dizimi.
– Başağı dik olan ekinin, danesi dolgun olur.
– Baş başa vermeyince, iş olmaz.
– Bastığın yerde ot bitmez.
– Başa gelmeyince bilinmez.
– Başa gelen çekilir.
– Baş başa bağlı, baş da padişaha.
– Baş başa vermeyince taş yerinden kalkmaz.
– Başın sağlığı, dünyanın varlığı.
– Baş nereye giderse, ayak da oraya gider.
– Baş üstüne deme, ayak altına al da iş gör.
– Başını acemi berbere teslim eden, pamuğunu cebinde taşır.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.
Вы ознакомились с фрагментом книги.
Для бесплатного чтения открыта только часть текста.
Приобретайте полный текст книги у нашего партнера:
Полная версия книги
Всего 10 форматов